türkan saylan

google bir doodle yaparak türkan saylan'ı unutmadığını göstermiş
bizse çocuklarımız yurtlarda yanarken, tecavüze uğrarken
yani Türkan Saylan'ı en çok anıp, yolunda yürüyeceğimiz zamanlarda
google sayesinde hatırladık
bence başkaca denecek bir şey yok

merhaba canım blog
bazen ne yapsan olmaz
büyük filozofumuz özkan abimin de dediği gibi
ama kopuktu kopuktu zincir
olduramadım.
bu kez gerçekten çok istemiştim be
sanırım gene olduramadım
onacağıdım
'olmaz be kızım, yapamazsın'' dedim kendime
ve yapamadım
saygılar
kendine ket vurma müessesesi
saygılar kenafir gözler
ve nazar boncuklarını aşıp da gelen nazarlar
hoş nazarımda kendim ettim kendim buldum ya
neyse
gene de az bi nebze payınız vardır tüm canım hurafeler
size o nedenle saygılar
ve bu da kendime notlar bilmem kaç
öyle işte
be
bu yazıyı dahi olduramadım
gideyim de evde battaniye öreyim
kıpsss ;)

aralık başladı
yavaş yavaş doğum günüme şu kadar kaldı
bu yaşımda da bunlar oldu şunlar olmadı
muhasebelerine gireceğim günler yakındır ama
bugün çok kutlu mutlu bir gün
zira akşam kardeşim gelecek istanbul'dan
kardeş çok güzel bir şey lan
inşallah sizinkiler de gelir
yancığınıza yakın zamanda

telefonumdaki takvim uygulaması
regl periyodumla alakalı olarak bildirimde bulundu bana az evvel
dedi ki 2 gün kaldı
inş canım yaa
bekliyoruz işte günlerdir
göğüsler taş gibi ,acı yüklü
bünyede bir ton stres ve
dolaplar tatlı çikileta dolu
inşşş canım ya

i am your man

leonard cohen de ölmüş
üzüldüm biraz
biraz da üzülmedim
marianne'nin ardından gitti
onu pek de bekletmeden oralarda
ve bugün
pek çok ofisten cohen sesi yükselecek biliyorum
ve bundan mutlu oluyorum
ve birkaç seferdir sayfayı sürekli yeniliyor ve i am your man'i dinliyorum
pek severim
daha bu şarkıyla bana yürümeyi akıl edemeyen
xy kromozomlulara da teessüflerimi iletirim
ha hoş ben söyledikten sonra yürüyecekleri de neyleyim
hadi ben gittim
bir bordo oje şişesinin içerisine düşmeye
hüznü biraz o azaltabilir çünkü
bordolar, aşklar, aşık adamlar, güzel şarkılar, güzel kadınlar
ahhh bu hayatlar
https://www.youtube.com/watch?v=YuCpTi0EtbU

munise teyze ölmüş dediler

anasına telefon açıp 'sen daha ölmedin mi?'
diye bağırıp o güzel anayı
günlerce ağlatan doğurduğu...
kına yak
her bir yerlerine
o da öldü,
bugün.
hayatımda gördüğüm en güzel kadın
100 yaşına çok az kala
öldü

çok seviyorsunuz
yolda izde pazarda görüp
dayın, amcan ölmüş dimi demeyi
dün gece ölmüş demeyi üstelik
bilmiyorum işte amk
rahat rahat dolaşıyorum
bilsem böyle mi olur tavrım
peki her şeye rağmen- küs olduğumuzu bile bile-
müjde verir gibi bu haberi vermek niye
ne umuyorsunuz yani
vicdansız insanlar
amin

ibrahim amca

belediye operlösünden duyduğum bir ölümü
ikinci anonsta algılayp
annemi arıyordum tam
''anne fatma teyzenin babası ölmüş'' demek için
40 yıllık arkadaşı aramak ister diye
annem telefonunu açıncaya kadar
ikinci ölüm haberini duydum bu kez
''anne ibrahim dede ölmüş '' dedim
üzüldük baya bir
sonra fatoş'un babasını da söyledim
adliyede biraz dolandım
öğlen ulu camiden kalkacakmış
cenazeye gitmek istiyor ama buna cesaret edemiyorum
daha yeni rüyamda gördüm :
kızıyordu etrafındakilere
kola içirmiyorlar diye ve
sonra illa da eve benim arabamla gitmek istiyordu
ama onu hem öne oturtup hem de emniyet kemerini bağlamaya uğraştığımda bu sefer de bana kızıyordu
sonra arabadan inerken (felçli koluna daha yavaş da olsa kaldırıp)
iki kolunu kaldırıp yüzümü iki avucunun arasına alıyor kocaman gülümseyip iki yanağımdan öpüyordu
rüya...
minik rutinimizin uyurken hatırlanması ya da.

bugün rıfat'ın oğlu ibrahim de öldü...
'gençken çok yakışıklıydı, giritli ya' diye ardından konuşulan ibrahim
on yıllardır felçli olan
son döneminde iyice çocuklaşan
o güzel, yakışıklı, yaşlı adam da öldü

kafa gitti

tunayı aradım gündüz(öğlen işte)
buluşalım diye
sonra ananeyle banyo falan saati öteledik
en sonuna doğru da ben bir şekilde !!!
milasa savruldum
ofiste oturup boş boş blog mlog okuyup
müzik dinlerkenhatırladım ve tunayı aradım
'la gardaş sen nerdesin,ben milastayım' dedim
allahtan o da cimbomun maçını izlicekmiş cansugilde
bu ne ya
iyice kafa
bırakmadılar insanda
çok şükür
https://www.youtube.com/watch?v=KZscWQdztSw

darmadağın oldum
da lan oğlum böyle olmaz

ha hava atmak gibi oluyordur inşallah: ben bugün denize girdim,
örende su hala harika millet


 görselin adres: http://cdn.shopify.com/s/files/1/0117/6482/products/IMG_4605_kafagitti_1024x1024.jpg?v=1445642847

yaran avukat hataları

yaran avukat hataları heştegi ilen karşınızdayım efenim
ne mi oldu gene
gene ne, negene?
şöyle şimdi
bir şikayet dilekçesi indirdim programdan üstünü doldurdum suç sevk maddesi m154
dedim
haksız tecavüz sonra açıklamalar haksız ve tecavüz kelimelerini koyu yazdım çıkardım gittim savcıya
bir özet geçiverin dedi havale yapacak adam
dedim bu sabah fark ettik
mağdur nerde dedi savcı
evde ören'de ananem 90 yaşında şimdi ifadeye çağırmayın dedim
gözleri açıldı savcı beyin
'aaa nasıl olur 90 yaşında ananenize kim ne yapacak?ne tecavüzü cinsel saldırısı?' dedi
dedim savcı bey ne dionuz
e siz suça öyle yazmışınız
yooo dedim 154 yazdım
evet onu yazmışınız da parantez içinde(cinsel saldırı, dolandırıcılık........) yazıyor dedi
güldü
yok ya, dedim ama biliyorum kendimi
matbuyu gene değiştirmedim heralde dedim
aldım geri dilekçeyi
aaa dedim bir ikinci parantezde ( suç neyse o yazılır) da yazıyor
güldüm
çizdik ettik suç tanımımı
havale aldım ben çıkarken hala  gülüyordum
şuan da hala gülüyorum
bence savcı da gülüyor
bu kız bu işi böyle nasıl yapıyor diye
hakkaaaten nası yapyorum ya?

bittabi bitti yazı işte
bu kadardı

bu sabah ofiste

sabah sabah gelmişim evden ofise
bir yandan da diyorum
dün gelen sehpa-masaya kediler  alışana dek onları odada tutma fikri çok güzeldi
ve kapıyı açıyorum kediler odada değil,
tam karşımda
mutfak talan edilmiş ve
girişte bir dünya yırtılmış poşet vs duruyor
baktım kırıntılar
allahım dedim annemin yaptığı tahinli pastaları yemişler
hepsini
sonra mutfağa yöneldim
mama kutuları kırılmış kapının ağzında yan yatıyor
içinde baya bir eksik var
sakince kucakladım kedileri
mamaları topladım ilkin
sonra girişi süpürdüm
pencerelerimi açtım ve derin bir nefes aldım ve kedilere doğru döndüm
ve gördüm ki suları kalmamış
dünyanın haşarılığını yaptıkları ve bir dolu mama yedikleri için tüm suyu içmişler!!!
koştum sürahiyi kaptım ve dudağına dek doldurdum
su kaplarını
içleri ne kadar yanıyorsa yediklerinden!
kalkıp kalkıp su içiyorlar
su balonu gibi göbekleriyle
ve ben
sakince deliriyorum gene
nasıl bu kadar çok yiyorlar ve
nasıl olur da doyduklarını anlamıyorlar
o değil de kapının o aralığından nasıl çıktınız da talan ettiniz la siz ortalığı?

şarkı söyleyen slip boxer

kardeşim tchibo'da indirim var bak istersen dedi
baktım
sepete 6 ürün ekledim
Ve sonra hiçbirine gerçekten ihtiyacım olmadığına karar verip
hiçbirini almadım (tebriks genç aşık)

ama listede şöyle bir şey gördüm-dumurumsu-:
şarkı söyleyen slip boxer
bu, ne demek bilmiyorum.
adamın şeyindeki resme fazla bakamadığımdan üstündeki resime mi diyor
yoksa bu boxer gerçekten şarkı mı söylüyor
söylüyorsa hangi şarkıyı söylüyor bilmiyorum
detay bakamayacağım
elin adamının şeyine focuslanmaktan haz etmiyorum( denemişliğim var herhalde!) ama sizler için bağlantı şöyle   http://www.tchibo.com.tr/sarki-soyleyen-slip-boxer-p400078468.html
ne olduğunu siz okuyup şey edersiniz sonra
isterseniz de
bence
amaaan neyse
siz adamın şeyinden şarkı dinlemek isteyenlerden olabilirsiniz, tabiii
bana neyse

not: sıradaki şarkı kimden- kiminkinden bize gelsin !!!????

iyi haf ta laaarrr

günaydın millet
06.58de uyanıp yaklaşık yarım saat sonrasında da ayıldım
kalktım yataktan kafamdaki kınayı yıkamaya
ve kendi kendime de bir yandan da diyorum:
iyi ki evli değilim lan
11 saat
11 saat olmuş be 'elin adamının' yanında o kadar saat kafada bir kilo kına durulur mu?
neyse velhasıl
güne erken başladım ve de ofise erkenden geldim
kedilere mama ver karnını doyur derken
internette dolaşmaya başladım
vileda erdal'ın ne-kim olduğunu öğrendim önce twitterdan, sonra ismail saymaz'ın şu haberine denk
geldim: http://www.hurriyet.com.tr/tibben-dogru-olabilir-ama-ya-vicdanen-40231551?utm_source=t.co&utm_medium=post&utm_campaign=tibben-dogru-olabilir-ama-ya-vicdanen-40231551&utm_term=post

''

Üç kez tecavüze uğrayıp bir kız çocuğu doğuran zihinsel engelli genç kadınla ilgili davadan çıkan karar: Tecavüzde mağdurenin bekâreti bozulmadığından, bu bir ‘basit cinsel saldırı’dır!''

asaplarım bozuldu tabi(yazılacak nelerneler var da....
sonra baktım gene hürriyette kerimcan durmaz röportajı var
okudum okudum okudum
hakikaten ablam küpünü doldurmuş bebeğim
ha bir de röportaj sayesinde Fendi'nin bir yeşil kürkü varmış onu öğrendim- pek lazımdı-
yok ayol müdür beyin yeşil kürkü değil
fendinin
fen di nin o büyük şey işte
firma!!!
neyse ben müdür beyinkini biliyorum anca
ay aman esasen
ben şey diycektim size:
hayat el-bet her zaman ve herkese güzel değil
ama bugün uyandık ya
o nedenle
herkese
evet evet hepiciğinizegünaydın der
iyi haftalar dilerim efenim
mucıkkk

yine mi güzeliz yine mi çiçek be

öğleden sonra üstüme çöken ve bir türlü dağılmak bilmeyen hüznümle ne yapacağımı bilemedim
kalktım bir kahve yaptım kendime
tuttum onu da üstünde eskişehir adalar'ın resmi olan bir kupaya kattım
iyice yamıldım yani anlayacağınız
zaten günlerdir
sayfalarca bozkırları okuyorum aytmatov'un gün olur asra bedel'inde
iyice fonda neşet ertaş hayal ettiyseniz
o da değil misal şuan şunu dinliyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=hXe1jpHPnUs&feature=youtu.be
yarım bir temyize cevapla uğraşıyor gibi yapıyorum kendime
kendi kendime
ve
siyah tişörtümdeki kedi kıllarına bakıp
hangisinin luna'nın hangisinin loya'nın olduğunu saptamaya çalışıyorum
bu aralar
kızıyor ve kırılıyorum bol bol
bakmayın geyik yaptığıma
mesela
çağrı'ya küstüm
haberi yok
ama bence
o da bana küsmüştür
haklıdır da
en az benim kadar

tabi ki küstüm çiçeği güzel bir çiçek
ama çarkıfelek öyle mi
değil
daha albenili daha güzel
çarkıfeleke pasiflora çiçeği(bunu bilioyoruz deyin lan nolur) ve ayrıca çile çiçeği de dendiği(bundan ben de emin değilim) ve bir dönem tablolarda hüzünlü bakışlı ablalarımızın eline hep onun da resmedildiğine dair saçma bir bilgi var aklımda
kaynağı ve tabi ki doğruluğu belirsiz
bir celine symbiosis olaydım dökerdim tüm incelikleri buraya da anca bu kadar be annem
ha bir de 'yes be annem'
ayrıca koşmaya başlasam iyi olacak
fikriyatına uzun süredir sahip olmak hiçbir işe yaramıyor çok şükür
ve elbet haruki murakami değilim
koşmasam da yazarım zira ben bir yazar değil yazanım
ahahah ahahha
iyice metin üstündağ mı oldum acaba
o değil de onur ünlü kıymetlimis ne de haklıydı tarık akan'ın cenazesindeki o saçma fotoğrafın altına yazdığıyla
ben mi
kalkem gideyim de biraz da evde sıkılayım kendimle
kendi kendimle
Ve kendimden
arayan olursa
bir duş alır çıkarım
çaya, çorbaya, kahveye, biraya
ama derse ki
iki küçük meze yapalım evdeki yetmişlikleri patlatalım
ona da varım
hadiin hepinizi öperin


foto url: http://www.fotografturk.com/upload/fotograf/2010/12/8/2407-pasali-carkifelek-cicegi-passiflora-caerulea--5006-950px.jpg

güzel bir kadın simit yerken
dekoltesinden içine kayıp
memelerinin arasına sıkışan susam tanesi gibiyim
yerim hem güzel hem
de çok saçma

say gı larrr

saat 5te kalktık
kuziyle hazırlandık ben onu havaalanına bıraktım ve eve geldim
saat06.03
yatayım biraz daha dedim ama çayı koydum ocağa
bu sefer de yakmayalım ulan demliği deyü uyuyamadım
kaktım kahvaltı ettim,
aklımca tükkanı erkenden açacaktım
bereketli olur dedilerdi de
neyse hazırlanmadan evvel
tüm pencereleri kapatayım direk odadan çıkar giderim dedim
balkondaki canım(!) kırmaa camları kapamaya çıktım
bir baktım kapıda ambulans
dicle'nin eline sigara tutuşturmaya çalışan komşular
''kahretsin dedim, mansur amca öldü''
bağırdım komşular duymadı
acaba sesim mi çıkmadı
içeri koştum
telefon ettim aşağıdakilere
''gel, biz de gidelim. izan'a götürecekler''dedi komşum
geceden ütüleyip hazırladıklarımı giymeyi akıl edemedim
dolapta en üstte ne varsa katlanmış giyip çıktım
''neler oluyor,kim?'' dedim
''ayşe teyzen, ama kalbi çalıştırdık döndü dediler,hadi çocum'' dediler
atladık gittik
acil servis işte
sonra mı
bi alet bir dolu kablo
başı yana düşmüş bembeyaz halde götürdüler ayşe teyzeyi
yoğun bakıma!!!
doktor bilinç kapalı dedi
ofise geldim
sürekli hastahanede kalanları arıyorum
hayat
hakikaten bazen bomboksun
saygılar

Dese biri bana da keşke

fark etmeden

negzel bi cumayı Birsen Tezer, Jehan Barbur, Mehmet Güreli, Fatih Erkoç, Hüsnü Arkan dinleyerek öğlenine varmadan intihar evveli aşamasına getirmeyi başardım. pırovooooee kızım tuğçik diyorsanız alın size Demethttps://www.youtube.com/watch… ( zaten bu şarkının hikayesi de pek acıklı) hem o değil de Belçika sineması izlemeyin, hele filmleri arka arkaya hiç izlemeyin. hele hele Felix Van Groeningen'e heç bulaşmayın. Efkarıma efkar kattı ya hu

bu sabah gene bir defter aldım
onlar da olmasa
nasıl mutlu olacağım bilmem

Işık hızıyla sizi sevmekten vazgeçebilir immm

Sabah sabah ne olduğunu anlayamadan
Annemin üzgün bakışları ile karşılaştım
Yan komşu kırlangıç yuvalarını bozuyormuş
Elinde bir sopayla
Gece oğlunu uyutmuyormuş da kuşlar
Yuvaları o nedenle bozmak gerekmiş
Gerek
Yuva bozmak
Gerek...
Hadi la hadi
Sizin tek sorunu şımarıklığı olan
Mal ama bir o kadar da paşa oğlunuza
Ha siktir ordan demeniz lazım ne yuva bozması



Not gibi not:karınca ve kuş yuvalarını bile isteye bozanların topunun
Cemilcümlesinin ....
İşte öyle bir şey

umarım bir gün
kütüphanemdeki kitapları
bir başkasınınkilerle(!) harmanlayıp yeni bir kütüphane kurabilirim
evet, haklısınız
pek naif arzularm var bu aralar

8 şiir

bir müddettir kendimi ne zaman 'pek de iyi' hissetmesem
açıyorum o an aklıma gelen, en sevdiklerimden olan bir şiiri
ve başlıyorum bir kağıda geçirmeye
okuyorum sonra defalarca yeni yazdığımı ve
daha evvelden dosyaladıklarımı
içim ferahlayınca da
az biraz
dönüyorum gene
uyap,talep,avukat,mahkeme kalemi
karmaşama
yoksa akıl sağlığımı korumam
kabil değil, ha bir de
8 şiir olmuş şimdiye dek
ve belki de şimdiden..
bu aralar pek sık kullandığım üzre
işte öyle bir şey...

game of thrones 6. sezon 6.bölüm

merakla beklediğim bir bölümdü
özellikle beşinci bölümdeki hodor hodor vakasından sonra fakat
ne bileyim pek de
atraksiyon dolu bir bölüm olmadı
ama gene de khalesi'nin dothrakileriyiz beaa

suikast

yazan, bora akifoğlu
daha evvel herhangi bir kitaplarını okuyup okumadığıma dair   bir fikrimin olmadığı minval yayınevi adlı yayın evinden çıkmış kitap...
kapak tasarımı Faruk güney'e ait
kapak biraz fazla hollywood kokunca ve kitabın arka tarafında
'' Türkiye yeni bir polisiye yazarıyla tanışıyor...'' yazınca merak uyandı tabi bende
(kitap alma ve elbet okuma hastalığına tutulmuş olmamın bu kitabı edinmemle alakası yok yani)
bir de gene arka kapakta
''...Zekice kurgulanmış, soluk soluğa bir gerilim, benzersiz bir final...'' deyince aldım ve okudum
bence biraz fazla abartılmış tanıtım yazısı
klişelerle dolu bir kitap
hatta baştaki sayfalardan birinde ''ÇİNGENE KARILARI'' şeklinde bir anlatımı görünce sanırım bu kitabı sevmeyeceğim, çok seksist dememe dahi neden oldu
sonra sonra başlardaki tutukluk geçti
olay örgüsü geç kurulsa da bir müddet sonra oturdu ve kendini okuttu ancak
benzersiz bir anlatımı olmadığı gibi benzersiz bir finali de yoktu
polisiye türünün hastası olanlar elbet okuyabilir, bir tür çeşnidir
ama ben çok büyük beklentiyle elime aldığım kitabı biraz hüzünle rafa yerleştireceğim
biraz daha ustalaşması ve birkaç fırın ekmek yemesi lazım Bora Akifoğlu'nun ''Türkiye'nin yeni polisiye yazarı'' olabilmesi için

al midilli

birisi(!) sadece ne güzel kitap kapağı yazmış diye okuduğum ve sevdiğim kitap
evet sevdiğim...
şaşırtıcı değil mi?
gazap üzümlerini bin yıldır bitiremeyen bir okur olarak
steinbeck sevdim ben.
sadece at sevdiğimden değil, at kafaları
kitap güzel olduğundan ve elbette
kitaptan minicik bir cümle:
''Jody kendisine söylenenleri yapmayı severdi yeter ki rutine binmesin''
öyle işte
kapağın tasarım ve teknik hazırlığını yapan Gülay Tunç'a sevgilerle
diyelim de bitsin bu karalama

bilinmeyen adanın öyküsü

jose saramago
ilk kez okumak kısmet oldu
merak beni öldürecekti iyi de oldu
kargodan kitaplar geldiğinde okuyayım diye elime aldığım 2. kitaptı
e kitaplar dün geldi
bakınız:kadın delirdi mi?
neyse kitap kırmızı kedi kitap evinden
-tatlış ayracı elbet vardı-
uzun bir öykü
emrah imre çevirmiş
desenler birol bayram eseri
kapak tasarım ve
grafiği yeşim ercan aydın yapmış
- sarı yapmış, ama olsun.
sarı da renk be annem-

58 sayfacık bu tatlıştan
ne denli not aldım bilemezsiniz
                                                 ben severek okudum
                                                 sanırım evirip çevirip arada
                                                da okurum
                                                 öyle işte
                                                 bilin istedim
                                                 böyle bir kitap var ve ben okudum

kamasutra zarı seven gadınlar

al sana kıymetle bir ortak nokta daha
tüm gün abuk sabuk ağlayıp, bir temyize cevabı bitirip uyaptan gönderip
bir ikincisini bitireyazmışken
kıymetle konuşuyorduk tabi
lazım arada
akıl sağlığı nasıl korunacak dostlar da olmasa
velhasıl kelam geyik geyiği açtı
ben de bugün sipariş etiğim kitapların arasına keşke taocu sevişme sanatları -resimli -kitabını da ekleseydim falan diyordum(!) ki hatun bana
'geçti gari artk zar atıp pozisyon sey ettircen' dedi ve ben şok oldum
bilmesine tabi :P
dur dedim ben bunu yazmıştım
hoş yazmasam şaşardım:
http://kordugumolmusmaiip.blogspot.com.tr/2014/01/kama-sutra-zarlar.html

geyiğin devamı şöyle gelişti
elbette bi noktaya dek umuma açık paylaşabilirim :
- :p :p :p -
bunu unut ateşli peri alt çizgi 26 crazy...diye gidiyor kıymetciimin hitapları ve ben
bir ortak nokta daha bulmanın hazzıyla bu yazıyı yazıyorum
hoş bu neyin kafasıysa ve kıymetle bu hususta ortak noktamız olması ne işime yarayacaksa :P
öyle işte sevio(muşu)z biz
lazım tabi kamasutra zarı ;)

haa bir de bu zarlarla ilk karşılaşmamı sağlayan liste doğru mudur nedir? hep kadınların aklını başından alıyor bu zarlar !!! :D:D:D

görselin adresi:  http://www.buldumbuldum.com/hediye/kama_sutra_dice_parlayan_kamasutra_zarlari/?ref=25175

ben gene deliriyorum

Geçenlerde baro odasında elimde İsmail Cem'in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi kitabını gören İrfan abinin açtığı konu üzerine gelişen sohbette
Çiğdem hanımla son dönemde okuduğumuz kitapları birbirimize anlatırken
aynı kavağın kaşığı olan ve o esnada tesadüfen! yan yana bulunan iki avukat bize bakarak fısıldaşıyordu
dikkatimi çektiklerini fark ettiklerinde de genç olan şöyle dedi:
- bu milas avukatlarının içerisinde bir ....... bir de sen tuğçe. Bu kadar çok kitap okumayı gereksiz buluyorum ben...
yaşı azıcık daha büyük olan da onayladı
hiç şaşırmadım bu sidik yoldaşlığına ve yukarıdaki noktalı kısımdaki adı geçirmesine
güya kızcağızla dalga geçiyor ve kendince beni de onla aynı kefede tartarak bana laf sokuyor
cevap mı?
vermedim tabi!!!
versem yarısı boşa gidecek ne yorayım kendimi ayol
(bknz:kedilik)
biz de çiğdem abla ile konuşmaya devam ettik;
o bana b, bira kitabını getirecek ben ise ona prof dr şefika kurnaz'ın Osmanlı Kadın Hareketinde Bir Öncü Emine Semiye kitabımı götüreceğim
işte böyleee...
sonra neden mesleği ve meslektaşlarını sevmiyorsun?
neden acaba?
ademoğlu/kızı okumuş! avukat olmuş avukat ya
ama okumayı gereksiz buluyor
hayat ne acayip lan

okumak elbet güzeldir

leonard cohen my oh my 'ı söylüyor şuan yan sekmeden
elimde plekhanov'un militan materyalizm kitabı var...
ikinci el
hangi sahaftan/kimden ne zaman aldım bilmiyorum
okumak yorucu(pek atıflı bir kitap)
hava ağır,
yağamadı.
kediler içteki boş odada.
telefon şarjda
gün bitti,
yarım gün çalışarak.
bilmem,
güzel bir gündü desem pek de yersiz değildir herhalde..
5 yaşından beri okuyan biri için
okuyabildiği
-dilediğini, dilediğince-
bir gün neden kötü olsundu ki zaten
öperim
sayfalar üzerindeki karıncaları takip ederken(!) yorulmuş gözlerinizden



not: kağıt üzerindeki karınları takip ederek kendimi ni yurcam yaa, diyen biri vardı ona gitsin bu yazı :P

büyüdü durduk yere pis herif

oğluş asker oluyor artık,
hoş resmen bir müddettir asker de
teslim olmak üzere bu gece çıkıyor yola
bu gece
29 nisan akşamı,
doğumgünüsü lan bugün
neyse
tez gitsin gelsin
geçer bir yıl nolcek be
gülsen kız da bizle
yalnız kalmayacak
öyle işte, işte be
neler yazardım da
çok duygusal depreştim
traşlı suratını bin yıl sonra gördüğümde
ha üstüne beyaz gömlek giymiş serseri
iyice baba gibi
(ama moralini bozmamak için söylemedim:
gömleğin göbeğe denk gelen düğmeleri patlayacak gibiydi)
neyse belki...
aman öyle işte be
yaşlandı pezevenk
(siz anlamazsınız, pezevenk çok sevdiğim bir kimse demek burada)
yaşlandık..
hadi bir an evvel gitsin gelsin,
çok özletmeden
nasıl olacaksa...
ulan bugün
annemin doğurmadığı oğlan kardeşimi askere uğurlayacağız
elbet
ağlamayacağım lan ne o öyle
o değil de
hakikaten büyüdü sıpa askere gidiyor
ay bir de askeri savcı mavcı olarak yaparsa vatani görevi
bik bik bik
bitmez gari bunun askerlik muhabbetleri rakı sofralarımızda
öyle işte..
ay onu demiştim az evvel
susayım bari şimdi
bundan sonra kamuflaj konuşsun
haaa bir de
oğlum gece gece arama beni
sen uyu diye ben nöbetteyim falan deme
küfrederim
ederim bilirsin (genel pisliği ağzımın)
ben uyandırılınca korkuyorum ya, o bakımdan
uyandırma
ben şimdi yatcam kalkcam
yatcam kalkcam
yatcam kalkcammm
ooo işte
saymayayyım da şimdi
yatcam kalkcam biticek
hadi o zamaannn
yok lan havaya atmayalım bunu
tutamayız kesin, düşer ..
gudubetlik değil mi illa bulur
giderayak
bulmasın..
gitsin gelsin de everelim gari
yaşı da geldi hem
...
son kez
öyle işte
durduk yere büyüdü pis herif





kamuflajın adresi: http://www.nkfu.com/wp-content/uploads/2015/10/kamuflaj.jpg

broken glass

       Bilgi teyit ederim genelde; ee twitterda gezi dönemi ağzı yanan genç bireylerdenim ya o nedenle.. Neyse girişte baymayayım; özetle bu bilgiyi teyit etmedim!!! :P Bir iki yazıda denk geldim ki muhtemelen hepsinin ilk kaynağı aynı... gett:the trial of vivianne amselam filmi ile alakalı birkaç yazı okuyayım da sonradan filme dair fikrimi çiziktiririm dediydim o aralar rastladım ; israil'de eşinden boşanmış kadınlara ''broken glass' deniyormuş!!! Broken glass=kırık bardak... o Kadar işe yaramaz yani, at çöpe gitsin!!! Ne acıtıcı... Kadının dünyanın hiçbir yerinde adı yok anladım..

      Sesin ulan broken glass.. Ne demek yani? Ay daha fazla yükselip kötü kötü konuşmayacağım; zira bu bilgiyi siz de öğrenin diye yazmaya başladım. Dadında da bırakacağım bu yazıyı..Harflerimi daha fazla bulandırmayacağım... Hadi bana eyvallah..


      (Pehhh Kıçımın kenarları; sizsiniz broken glass


görselin adresi: http://i.ebayimg.com/00/s/ODM1WDU3NQ==/z/PhYAAOxyWt5SYPWr/$T2eC16JHJGEFFm088J-VBSYPWq0LMg~~60_12.JPG?set_id=880000500F

şortun çocuğu

bu sabah bir ara ananemi kızdırmak için
gece yatarken giydiğim bin yıllık tişörtümü katladım- burdum
göbeği açık hale getirdim:D
hiç sevmez ya
ört unu,ayıp, günah falan dedikçe inadına daha da açtım
neyse bir süre sonra benim geyiğim de tavsayınca
bana dün pomelon'a giderken gördüğü iki genç kızın kıyafetini anlatmaya başladı:
ayaklaaanda şort olsa anlarım, şort kısa olur, bunnaa şortun çocuuu çocuuuu

Ne Zaman

'Ne zaman çalışan bir aletin yanan kırmızı düğmesini görsem,kucağımda yarı çıplak otururken öptüğüm Adan'nın lezzetli dudaklarını anımsarım' (Sf. 372) diyor ya Buket Uzuner Kumral Ada Mavi Tuna'da
bu satırları okuduğumda defterime şu satırları karalamak istedim:
Ne zaman başını hafif eğmiş, bir gözü kısık bir halde sigarasından  nefes çeken bir adam görsem; yüzü Japon Bahçesine dönük halde Anadolu Pino'nun bahçesinde arkadaşları ile yemek yiyen o güzel-esmer adamı anımsarım..

İşte bütün hüzün ve düğüm burada


ha bir de ne zaman demişken Sezen'den Herkes Yaralıyı da dinleyivereyim; https://www.youtube.com/watch?v=ROpx1ynwwLo

Elazığ'da bir garip tuğçe

Oteldeki odama yerleşeli yarım saat olmadı
Evet varışım pek geç oldu
Ve bu aktarmalı uçuşlar beni mahvetti
Asıl mahfima yıllardır unutmuş olduğum
Karasal iklimle yeniden yüzleşmek de sebep olmuş olabilir ama şu ki havaşta yanıbaşımda oturan tatlış ninecik tüm her şeyi sildi götürdü.bir o kalacak geceden geriye sanırım.esasa mı geleyim,elbette: yanımda oturuyordu bir nine demiştim değil mi? Ordu evi durağında "kızım bura hökümet gonağının ora he mi?" dedi.ben de "hiç bilmiyorum teyzecim, ben ilk kez geliyorum buraya" dedim. Nine bana öyle bir hüzünlü baktı ki kesinlikle tarif edemeyeceğim... Baktı ve "hee sen GARİPSİN" dedi.garip..evet garibim.. Ve bunun bu şekilde ifade edilişi kadar tatlı hiçbir şey yok hayatta... Anadoluluğu seviyorum ve garibim... Uykum var ve yorgunum. Ha bir de Arda'nın golü de güzel geldi ha..

kelimeler-kıymetlimisss

kelimeler kelimelerimiz kıymetlimisss
nerden mi esti
dün ergin 'senden şu darlandım kelimesini alsak ne yapacaksın' gibi bir şey dedi
darlanmadım güldüm bu söze
ve dün gene
emel tontişkom
ablaların gülüüüü
'hadi kedicik kendine iyi bak' diyerek kapadı telefonu
kedicikliğimin bir yıl evvel iki kedi evlat edinmemle bir alakası yok onda
(Adnan oktacığımınkilerle hiç yok, ebes çağrışmayın pls)
o ilk tanıştığımdan beri bana kedicik der
cik kedicik
severim
cikli cuklu bir şey daha
ilk caanım azra demişti
büyüyüşüne tanık olduğum ve umarım
mayıs dolaylarından sonra ergenliğine de tanık olacağım
geri taşınıyorlarmış zira
ay gene darma duman oldu yazı
cikli cuklu diyordum demi
azra dedi ilk diye
tuğçik diye
ahggh caaanım
sonra aralarda ben dedim kendime
kendi kendime
ve şimdilerde
can diyor ara ara bana tuğçik diye
ve ben gülüyorum bu hale
azra miniğim nere caan koccaaa adamı nere
yazıyorum ya, darlanmadım ergin
tavsiyene uyuyor ve yazıyorum
çokçası geçen elife dediğim gibi'akıl sağlığımı muhafaza etmek amacıyla yazıyorum!'
ayrıca
seviyorum bazı kelimeleri
şatır da bittabi bunlardan biri, ama bu yazıda yeri yok
alınmasın.
ha bir de
kedicik tuğçik darlanmak...
kelimelerrr kıymetlimissss
hadi bana eyvallah

e bir not yakışır buraya!
eyvallah dememi sevmiyor annem. ne o öyle oğlan çocuğu gibi, bitirim delikanlı gibi..
ama ben seviyorum o nedenle
bir kez daha ve inatla
EY VAL LAH

yıl-dım

yıldım,yeminle yıldım
insanların bencilliklerinden
sadece benim derdim ve çözümü önemli hallerinden yıldım
apartman yöneticisi olmaktan da yıldım
apartmanın tek araç  girişi olan alanın önüne
öküzlemesine arabasını bırakıp bırakıp gdienlerden de yıldım
ön camlarındaki sileceklerinin altına
bir daaa bırakırsanız zabıtayı- jandarmayı-polisi arayacağım yazıları yazmaktan da yıldım
az evvel ki dayı gibi öküzlerine denk gelmekten de
neeemiş mi efendim
şuymuş:
-pardon orası apartman araç giriş çıkış noktası.apartmanda hamile var, hasta var.bir şey olsa arabayla vs çıkmak isteseler napacağız? arabanızı oradan alır mısınız lütfen?
+ biliyorum HANFENDİ(hanfendi olduğumu anlamamı ister gibi bu kelimede bağırıldı bittabi) biliyorum... AAAA siz de..
dedi ve yitti ben de arkasından
-madem biliyorsun,koca adamsın illa kötü mü konuşalım bu ne iş.. yeminlen sıtkım sıyrıldı,yıldım sizden ,diye bağırdım
duymadı mı?
elbet duydu
hiç siklemedi mi?
bilemeyeceğim, ama
duymazdan gelmeyi tercih etti..
çünkü kendi işi daha önemli
çünkü en önemli o!!!
yıldım ya
hakikaten yeminle yıldım
bencilliğinizden, öküzlüğünüzden ve tüm diğer bok hallerinizden
yıl-dım


fotoğrafı aldığım adres: https://pbs.twimg.com/media/CXcLOTPW8AADifX.jpg

şairane

bilmem kaçıncı kez
çağrı ile tartışıyoruz
ve o bana illa bir şey sokup beni hareketlendirmeye çalışıyor
ve geçenlerde yukarıdaki tatlı diyalog geçti aramızda!!!
tatlı
bazen..
ama olsun
bittabi arkadaşlar iyidir
ha bir de 25lik fücuduma 40 yaşında bir kadın yüklemiş değilim
o senin gözlerinin ayarsızlığı şikerim.
öperim
hadi baaay

günlük ve twitter

twitter'a yazmasa ölecekmiş hastalığına tutulmamın sebebini buldum!
günlük tutmamak
hem de uzun zamandır!
bekleyen iki dilekçe
okunacak 6 yeni hukuk kitabı
ve araştırılacak bir dava var ama
umrumda değil
nerede benim kırmızı kaplı defterim

giden kilolarımın ardından

boy 173-174
kilo 58
en son mezuniyetten hemen sonra(o da 2011e tekabül ediyor, dis izz yaşlılık)
50li kilolardaydım
sonra kilo aldım zamanla
hiçbir zaman şişman kadın ol(a)madım ama
son iki yıldır falan hayal ettiğim ince ama latin kıvrımlı (!) kadın
görünüşüne erişmiştim
(yazan burada penolope cruz'a bayılıyorum diyememekten muzdarip)
son iki haftadır on kilodan fazla verdim
evet yüzüm kaşık kadar kaldı
evet o incecik belim daha da inceldi
ve evet annem endokrinden bana sıra almaya çabalıyor
kesin gene kanser arayacağız vücutta
öyle manyak bir dönem geçirmiştim 2008 de sonrasında 2010da
ahahah bu kadar şüphe de çağırmayı getirecek beraberinde bu gidişle
korkuyor muyum?
zerre sallamıyorum
kilo bu gelir de gider de
derdim mi ne?
bir dünya para dökerek aldığım cicili bicili
büyüüüüük (tamam burası biraz abartılı) cup sutyenlerimin hepsi
fazla fazla büyük geliyor şimdi
direk memeden gitmiş kilolar! acayip
öyle işte

bin derdim vardı bin daha oldu:P

bu ülkede jartiyere- leoparlı donlara falan gerek yok kızlar

haberin ekran görüntüsünün bir kısmı şöyle:

yazan: m.şevket eygi
yazının başlığı şöyle: hiçbir kadının fahişe kıyafetiyle gezmeye hakkı yoktur
açıp okumak isteyenler için link de vereyim hazır elim değmişken: http://m.gazetevahdet.com/hicbir-kadinin-fahise-kiyafetiyle-gezmeye-hakki-yoktur-4661yy.htm

gerek ahlakın yere serilmesi, gerek müstehcen yayınlarıyla birilerini çıldırtan medya
gerekse utanmadan birbirini seven ve otobüslerde birbirine dokunan ay pardon mıncıklayan  insanlar hakkında saatlerce konuşabilirim üstelik
'Bazı kadınların ve kızların, bazı erkekleri delirtecek, çıldırtacak,
 kudurtacak tarzda seksî ve şehevî kıyafetlerle dolaşmalarının  tecavüz vak’alarını çoğalttığı inkar edilemez bir gerçektir.'                           
şekilde tariflenen kesimin içerisine  de giriyorum gibi
zira şuan üzerimde mini bir etek ve gerdanı açıkta bırakan bir bluz var.
neyse neyse
ben utanmadan yazmaya devam edeyim bari!

yazıyı okurken şu güzelliği dinlemiştim, şimdi yazarken
 gene açtım bu arada: https://www.youtube.com/watch?v=ISk-e_5YsKY
ha bir de bir dişinin kıyafeti nedeni ile deliren, çıldıran,kuduranlarınız varsa
benim arkadaşlarımın arasında yok da hani
alakalı alakasız biri okuyordur falan
aklınızda bulunsun
sizin psikoloji azcık şey olmuş
bir psikologa-psikiyatra bir zahmet

ama yatağım çok iyidir

deniz özturhan'ın kitabını okurken aklıma gelmişti
bu yazıyı yazmak
tembellik zor zanaat
ötleye öteleye ancak yazabildim.
konumuz: ama yatağım çok iyidir adamları
ne mibilirim?
bilirim bilirim ayol
o kadar da değil!!!
şöyle ki
bu yaz tanıştığım bir genç abi
kuzeni! kardeşi, ben ve tuna ile otururken konu
küçük kardeşlerin daha yetenekli olduğuna denk geldi ki
oturanların çoğunluğu esasen büyük kardeşti
neyse bence böyle bir gerçek var dünyada ama
şuan bunu tartışmayacağım
asıl söylemek istediğim şu
bu denli saçma bir geyik dönerken ortalıkta ve muhtemelen hava en az kırk derece iken
bu genç abimiz
bende de ne yetenekler var kardeşimde olmayan ama bunu sana gösteremem, neticede akrabayız dedi digeer dişi arkadaşa
sonra da bana dönüp göz kırptı ve
'vay beee ne seksi laf etti adam, dimi?' dedi
ben ise o esnada bayılmalardan bayılma aramakla meşguldüm
ve hala düşünürüm
ne belli ayol
belki kardeşin senden daha iyi sevişiyor?
nasıl test ettin sen bunu?
hadi buna takılmayı geçeyim diyeyim
ki takılacak başka bir konum elbet var!!!
ne alaka baba ya?
konuyla ne alaka senin bu ettiğin laf şimdi?
ne de gereksiz bir öz güven
ha bir de yazılamalarımın sonunda şunu da söyleyeyim
pek iticisinz(genel olarak) ama yatağım çok iyidir erkekleri
öyle işte
bir şekilde belirtmesem çatlardım...

fotoğraf deniz özturhan'ın kitabının ilgili sayfasından tarafımca çekilememiştir!!!

h&m ve itirafı

diken'de gördüm h&m atölyelerinde çocuk işçi çalıştırıldığını kabul etmiş
aman ne güzel ne güzel
yılbaşı koleksiyonundaki
taaa yazdan rüyalarıma giren ve
koleksiyonda görünce çok şaşırdığım pullu mini şortu almadığıma o denli mutluyum ki anlatamam
bir minik itiraf çövd
r
yorsun hem ruhun rahatlıyor hem de
imajını tezeliyorsun he mi?
yok öyle dünya
çocukların çalıştığı tespit edildi ne demek
sanki en başından beri bilmiyorsun
hayır bu kadar ucuza nasıl mal ediyoruz la biz diye de mi bakmıyorsunuz?
he canım he he
he annem
haberin linki şu :http://www.diken.com.tr/hmden-turkiye-itirafi-atolyelerde-suriyeli-cocuk-isciler-calisiyor/
başlığı da şu: H&M'den Türkiye İtirafı: Atöleyelerde Suriyeli çocuk işçi çalışıyor

bu fillerin en küçüğü nerede

bugün pazar
ve kediler
bugün ilk defa beni kapıda karşılamadılar
içeri girip mama kabını salladım ve gene ses yoktu
zira gece dört gibi odamın kapısını açmışlar ve oradan da depoya geçip
mamaları,kumları, geri dönüşüm poşetini talan etmişler
ofisi temizlemiştim zaten
bir toz alacağım
ümidim elbet yalan oldu da
hayır daha tam kapıya erişemeden nasıl açtılar o kapıyı hala muamma
birebir açılış saniyesini tespit etmek gelmedi içimden
kameralar sağ olsun her şeyi görmüşler
ama
ben  haleti ruhiyemin kaldırabileceğini kadar izledim ve deminden beri kedilere yüksek bir sesle şunun soruyorum
bu fillerin en küçüğü nerede?
hadi iyi pazarlaaaar

organizatör o organizatör

İnsan kaçakçısına ibret olsun diye ölen çocukların bedenlerini gösterdiler
http://www.hurriyet.com.tr/insan-kacakcisina-ibret-olsun-diye-olen-cocuklarin-cansiz-bedenlerini-gosterdiler-40041994
 şeklinde bir haber vardı geçenlerde..
ağladı hüngür hüngür
annemle ben de izlerken
neye mal olabileceğini bilmiyordu sanki
bir de ağlıyor utanmadan dedik ölü bedenlerin başında nasıl ağladığını izlerken
önyargı!!!
Sonra Milas gazetesinde şu haberi gördüm
Dünyanın konuştuğu kaçakçı Milaslı çıktı
http://gunaydinmilas.com/milas/5815-dunyanin-konustugu-kacakci-milasli-cikti
illa biriyle hemşehri çıkma çabamız ah bu çabalarımızz
neyse nereli olduğunun bir önemi yok o nedenle aslen milaslı değillermiş polis olan babası burada çalışıyormuş aslında vs demeyeceğim hiç
sadece şu var: baba haberlerden birinde dha'ya verdiği röportajda herhalde
oğlunun düz liseyi dahi tamamlayamadığını-böyle bir kaçakçılığı akıl edip
detaylarını planlayacak bir kapasiteye sahip olmadığını
birileri tarafından kullanıldığını söylemiş
ve eklemiş
psikolojisi bozuktu, ilaç alıyordu ve intihar'a meyilliydi
sisam'dan atina'ya gönderilmiş sanırım hayatından endişe duyuyorum.

hah noldu şimdi tuğçe
bu kez de babaya inandım ve kullanılan(!) bu çocuğa üzüldüm.
polis babaya üzüldüm,
liseye giden kardeşe üzüldüm....
sonra bu sabah twitter'da dolaşırken şu fotoğrafı gördüm

https://pbs.twimg.com/media/CZTsworWQAAf0rG.jpg

ve ertelediğim yazımı yazmaya karar verdim.
kahrol hukuk metodolojisini tıklayan parmak!!! :P
kj'de 'ORGANİZAÖTR' yazmışlar
sensin organizatör !!!
tdk'ye göre organizatör:düzenleyici
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_karsilik&arama=kelime&guid=TDK.GTS.56a2023cccde12.34329707
Tck 79 çok açık-bunun adı göçmen kaçakçılığı arkadaşım
(neymiş bunun asıl adı göçmen kaçakçılığıymış-başlı başına organizatörlük diye bir suç yokmuş)
ne o öyle taşraya az ünlü iki isimi sahneye çıkması için getirmiş adam muamelesi yapmak
(farkında bile değildir belki-en korkuncu-)
milyonların gözüne gözüne sokmak
rezilsiniz
en rezilden bile rezilsiniz
normalleştirme çabalarınızdan bıktım
sürekli kıyıya vuran ölü bedenlerden bıktım
3kuruş için böyle bir şey yapmaktan çekinmeyen insanlarla aynı havayı solumaktan bıktım
haaa tvlerde-gazetelerde çalışan tipler
sizden tümden ve çoktan bıktım

bamboo bikes-bambu bisikletler

yok hi ten kadro mu olsun alüminyum  kadro mu?
yok dağ mı,yol mu, şehir mi diye diye bisikletleri eleyip eleyip dururken az evvel  bunlara denk geldim:D
benim hiç yakın zamanda gana'ya gidecek arkadaşım yok demi ya
bana bunlardan bir tane kapıp gelse
keşkem keşkemmm..

ben kalp bambu bisikletler ulan

video için: https://youtu.be/8YHH-Iq-0ac

urller: http://ekoiq.com/wp-content/uploads/2015/07/yerel-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCmler.png4_.png

mustafa koç, ölmüş

sabah ilk meryem gayberi'nin bir retweeti ile gördüm haberi
sonra baktık habertürk'te falan alt yazı geçiyor doğru herhalde diye düşündük
ofise geldim ve demin nete bakayım diye girdiğimde mustafa koç'un ölüm haberinin doğru olduğunu çözdüm..
bir tuhaf durum.
sanki yaşından daha gençmiş gibi düşünmüşüm hep yıllarca onu fark ettim
neyse önemli olan yaş da değil zaten.
mide ameliyatı olmuş 40 kilo civarında kilo vermiş ve sabah sporu esnasında kalp krizi geçirmiş
bu sağlıklı yaşam bıdı bıdılarının tehlikeli olduğunu düşünmeye başladım artık.
neyse
ölen ölmüş
allah rahmet eylesin
'ha bir de ölmüş galiba, aa durumu ağırmış' gibi ilk zamanlı tweetlerin, haberlerin altına
AY HADİ İNŞALLAH yazanlar
insan değilsiniz
söyleyeyim istedim...


resmin adresi: http://cdn.yeniakit.com.tr/images/news/625/denize-iseyen-cevreci-mustafa-koc-ameliyatla-gobegini-aldirdi-h1426338492.jpg

minikler ölmesin

http://m.radikal.com.tr/dunya/sozunu-dinlemeyen-cocugunun-ustune-oturdu-ve-oldurdu-1496579/?utm_source=facebook.com&utm_medium=post&utm_term=post&utm_content=sozunu-dinlemeyen-cocugunun-ustune-oturdu-ve-oldurdu-1496579&utm_campaign=dunya


Yıla başladığım habere bak
Abd'de baba james dearman noel gecesi sözünü dinlemeyen oğlunun üstüne oturmuş ve sevgilsi ile oyun oynamaya devam etmiş.
Üstelik yavrun nefes alamıyorum diye bağırmış.
120 kiloluk adam oğlunu taksirle öldürmekten yargılanacakmış.
Umarım sadece kıymetini bilecekler çocuk sahibi olur 2016da.
Umarım çocuklar için daha yaşanılır bir yer olur buralar.
Başkaca dileğim yok vallaha..