10 Aralık 2015 Perşembe
işte öyle bişi
iyi değilim pek
(iyiy) miş gibi yapacak gücüm de kalmadı
şarkım buhttps://www.youtube.com/watch?v=IBG8W20zRhM
zaten şiir haline bayılırdım
neyse
yattım ikili koltuğa
kameranın gözünün göbeğine bakıyorum
aldım kedileri de yamacıma
ofiste TAKILIYORUM
çok yorgunum ya
görselin urlsi.:https://img1.badfon.ru/original/2560x1600/3/a3/doroga-devushka-nastroenie-1494.jpg
4 Aralık 2015 Cuma
ben obsesif miyim,he?
bu sabah sonunda istediğim ece ajandasını buldum
canım milasımda
ki buldum da denemez pek, aramadım.
ara ara emin abime uğrayıp yeni gelenlerin içine baktım o kadar.
neyse..
ve buldum ama, yeşil
:(:(:(
amma velakin ben kırmızı takıntılı bir obsesif olmadığımdan(!) aldım
hadi bakalım hayırlara vesile
yeşilli ajandacık
ha bir de
çok seviyorum la ben bu ajandaları
(ne var la, evet ajandaların etrafındakiler kedişlerimin tüyüsü..ne var la? )
canım milasımda
ki buldum da denemez pek, aramadım.
ara ara emin abime uğrayıp yeni gelenlerin içine baktım o kadar.
neyse..
ve buldum ama, yeşil
:(:(:(
amma velakin ben kırmızı takıntılı bir obsesif olmadığımdan(!) aldım
hadi bakalım hayırlara vesile
yeşilli ajandacık
ha bir de
çok seviyorum la ben bu ajandaları
(ne var la, evet ajandaların etrafındakiler kedişlerimin tüyüsü..ne var la? )
Etiketler:
1892,
ece ajandaları,
kırmızı ajanda,
muhtıra koleksiyonu
2 Aralık 2015 Çarşamba
senden daha güzel
dün izlediğim tayfun pirselimoğlu filminin afişini çok beğendiğimi bir de bu mecradan haykırmazsam olmaz idi
iyi bir afiş nasıl olmalı
çok da şey değilim şimdi de..
bu afiş çok güzel be baba..
fotoğraf olarak çok güzel
renk olarak çok güzel
isimler yazı karakterleri....
kısacası
GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL FİLM AFİŞLERİNDEN BİRİ
kim yaptıysa eline fikrine sağlık
afişin adresi: http://tr.web.img2.acsta.net/pictures/13/12/24/15/34/596828.jpg
gelinciğe benzeyen kadın
kardeşim beni gelinciğe benzetir
memeli olan
bitki olmayan yani
neden mi?
ben uyandığımda
daha doğrusu uyandırıldığımda
gelinciklerin yuvadan çıkmadan önceki tavırlarını sergiliyor(muş)um da ondan!!!
hayır zaten uyandırılmak hadisesi bence çok saçma
neden lan
ben istediğimde uyanırım
hadilemeler neden yani?
tabi siz benim gibi uyandırılmaya bu denli karşı bir hatunu uyandırırsanız
ben de gelincik gibi kafayı kaldırır sağa sola bakınırım telaşlı
sonra da ayılmadan ve uyanmadan fırlarım yataktan
yılarca iki katlı evlerde yaşadık
iyi ki düşmedim merdivenlerden lan
korudu koruyanlar
allahım gene sikimsonik bir yazıyı daha bitirirken
tekrar etmek istiyorum
ben gelinciğe benziyormuşum
uyandırılınca bir panik bir atak
öyle işte
hani bir gün denk menk gelirseniz
uyandırmayın lan beni
ha bir de hadi demeyin bana ya
hiç sevmiyorum ben o kelimeyi
hadi baş baş
fotoğraf bir siyah ayaklı dağ gelinciğidir efenim. adresi de şöyle: http://www.alasayvan.com/attachments/hayvanlar-karisik-arsiv-16759d1348325010/siyah-ayakl-da-gelinci-i2.jpg
lan bu dişi kediler
dişi insanların regl olduğunu nasıl anlıyor oğlum?
hadi anladı,
ağrısı-krampı olanı nasıl anlıyorlar da
gidip pıtı pıtı patilerle önce masaj yapıp sonra zart diye
insan dişisinin üstüne oturmak suretiynen
sıcacık bir ortam yaratıyorlar,
sonra da hatun iyi mi diye ara ara kafa kaldırıp yokluyorlar?
nasıl ulen nasıl?
bilimsel bir açıklama yapın bana yoksa
başta luna olmak üzere tüm dişi kedilere aşık olacağım
dişi insanların regl olduğunu nasıl anlıyor oğlum?
hadi anladı,
ağrısı-krampı olanı nasıl anlıyorlar da
gidip pıtı pıtı patilerle önce masaj yapıp sonra zart diye
insan dişisinin üstüne oturmak suretiynen
sıcacık bir ortam yaratıyorlar,
sonra da hatun iyi mi diye ara ara kafa kaldırıp yokluyorlar?
nasıl ulen nasıl?
bilimsel bir açıklama yapın bana yoksa
başta luna olmak üzere tüm dişi kedilere aşık olacağım
Etiketler:
dişi kediler,
kedi masajı,
kedilerin yileştirici etkisi,
luna,
regl
24 Kasım 2015 Salı
kendi gecesinde
Mor pek sevdiğim bir kitap değildi
sonrasında da inci Aral'ın kitaplarında hep bir tanımlayamadığım eksiklik buldum
kendi gecesinde
kipa'da fiyatı 9.90'a düşmüş kitaplardan olduğu için aldığım bir kitaptı
ve bir de kırmızı kedi yayınevinin kitabı olduğu için.
kitap kapağı ile aynı formda ayraç çıkıyor ya kitaplarının içerisinden
kendimi önemli hissediyorum
o sayede
ve bu nedenle tercih ediyorum kitaplarını ara sıra
müthiş pazarlama taktikleri bende işe yaradı:D !!!
kitap mı?
kitap biseksüel bir erkeğin hayatı,
kitap babalar ve oğullar
kitap zengin adam fakir kadın
kitap aşk mı mantık mı?
kitap aşka düşen deng olur?
kitap eser kaçakçılığı?
kitap az biraz kürt meselesi...
her şeyden biraz
rahatsızlık vermeden ifade edilmiş sevişme sahneleri ihtiva ediyor ve
okunuyor bitiyor
çok da şey etmemek lazım kitaplardan..
okudum bitti kendi gecesinde
görselin adresi:http://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2014/12/3/153825_resource/INCIKAPAK.jpg
Etiketler:
9.90 Tl,
içinden ayraç çıkan kitaplar,
inci aral,
kendi gecesinde,
kırmızı kedi,
kipa,
mor
valesco, bir sevgi denizcisi
kayıp bir denizci
gabriel garcia marquez'in ince bir kitabı
gerçek bir yaşamöyküsü
Luis Alejandro Valesco'nun yaşadığı gemi kazasının ardından yaşam mücadelesini nasıl kazandığını
bizi çok da sıkmadan anlatmış marquez...
kitaptan bana kalan, böyle bir kaza olduğunu öğrenmek ve şu his oldu
gabriel garcia marquez'in ince bir kitabı
gerçek bir yaşamöyküsü
Luis Alejandro Valesco'nun yaşadığı gemi kazasının ardından yaşam mücadelesini nasıl kazandığını
bizi çok da sıkmadan anlatmış marquez...
kitaptan bana kalan, böyle bir kaza olduğunu öğrenmek ve şu his oldu
23 Kasım 2015 Pazartesi
pazartesi
tam ağzıma layık bir pazartesi!!!
sabahtan akşama kadar bir çok sorun
hayır madem ben bu kadar DERTle uğraşacaktım neden psikolog olmadım
aynı şeydi
hayır bir de üstüne sen kim akıllı saatsin ya
2 ay bile demeden bu neyin tribi, bu neyin bozulması?
ben saatlerce senin yüzünden muski'de sıra beklemek zorunda mıyım?
ayhh
mühim olan akıl sağlığı
o nedenle
SA-Kİ-NİM
sabahtan akşama kadar bir çok sorun
hayır madem ben bu kadar DERTle uğraşacaktım neden psikolog olmadım
aynı şeydi
hayır bir de üstüne sen kim akıllı saatsin ya
2 ay bile demeden bu neyin tribi, bu neyin bozulması?
ben saatlerce senin yüzünden muski'de sıra beklemek zorunda mıyım?
ayhh
mühim olan akıl sağlığı
o nedenle
SA-Kİ-NİM
19 Kasım 2015 Perşembe
pardon, bir siktirip gider misiniz?
kırık hava
ve hoş sohbetli bir akşam ve eğlenceli bir gece geçirdikten sonra
(bilen bilir yılda 2- 3 kez mesut yarı izlerim ve izlerken çok eğlenirim!)
sabah sabah
böyle sikimsonik dertlerinizle uğraşmak istemiyorum.
beni sürekli en başa döndürmeyin be
büyük parantez:
sizin aliniz al inandım
morunuz mor inandım
tanrınız büyük amenna
şiiriniz adamakıllı şiir
dumanı da caba
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
bütün ağaçlarla uyuşmuşum
kalabalık ha olmuş ha olmamış
sokakta yitirmiş cebimde bulmuşum
ama sokaklar şöyleymiş
ağaçlar böyleymiş
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
aşkımda değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yan gelmişim diz boyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle döğüşemem siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
turgut uyar
ha bir de şu var tabi
en kallavisinden ve en bayıldığımdan
11 Kasım 2015 Çarşamba
dünkü çocuklar
küçük aylan'ın vefatından sonraki dönemde suriyeli çocukların dramı üzerinden dram kasma modası vardı
hatırlarsınız
çok geçmedi üzerinden
o dönemde AKP Trabzon Gençlik kolları üyeleri şöyle bir eylem(!) yapmıştı
http://www.birgun.net/haber-detay/sosyal-medyadan-akp-genclik-kollari-eylemine-tepki-88419.html
fotoğrafınurlsi:http://static.birgun.net/resim/haber-detay-resim/2015/09/04/sosyal-medya-bu-eyleme-tepkili-silah-yuklu-tirlarin-onune-yatsaydiniz-68303-5.jpg
ne kadar kızdıysam,,güldüysem ve yaptıklarını tanımayacak kelime bulamadıysam
dün gördüğüm haberdekilere de aynı şeyi hissettim
bu nedir arkadaşım ya:
dünkü çocuklarmış bir de adları
neden kara okul önlüğü vs düşünüp kendimi daha fazla yoramayacağım
keşke bunlara harcadığımız prodüksiyonu,zamanı başka şeylere harcasak
http://www.gazetevatan.com/okul-onlugu-giyip-andimiz-i-okudular-882838-yasam/

fotoğrafın urlsi: http://fotocdncube.gazetevatan.com/vatanmediafile/Haber598x362/2015/11/10/okul-onlugu-giyip-andimiz-i-okudular-1834778.Jpeg
HAKİKATEN YOK BİRBİRİNİZDEN FARKINIZ
hatırlarsınız
çok geçmedi üzerinden
o dönemde AKP Trabzon Gençlik kolları üyeleri şöyle bir eylem(!) yapmıştı
http://www.birgun.net/haber-detay/sosyal-medyadan-akp-genclik-kollari-eylemine-tepki-88419.html
ne kadar kızdıysam,,güldüysem ve yaptıklarını tanımayacak kelime bulamadıysam
dün gördüğüm haberdekilere de aynı şeyi hissettim
bu nedir arkadaşım ya:
dünkü çocuklarmış bir de adları
neden kara okul önlüğü vs düşünüp kendimi daha fazla yoramayacağım
keşke bunlara harcadığımız prodüksiyonu,zamanı başka şeylere harcasak
http://www.gazetevatan.com/okul-onlugu-giyip-andimiz-i-okudular-882838-yasam/
fotoğrafın urlsi: http://fotocdncube.gazetevatan.com/vatanmediafile/Haber598x362/2015/11/10/okul-onlugu-giyip-andimiz-i-okudular-1834778.Jpeg
HAKİKATEN YOK BİRBİRİNİZDEN FARKINIZ
23 Ekim 2015 Cuma
ulan harbiden 'AMA ARKADAŞLAR İYİDİR'
bazı insanlar var hayatımda
en beklemediğim anda
yaptıkları minicik şeylerle karanlığıma ışık oluyorlar...
kıymet de böyle bir hatun
önce canım kardeşimin sınıf arkadaşıydı
sonra okul arkadaşım oldu
ve en sonunda da meslektaşım
muğla barosu'nun en güzel yanlarından benim için
özel ve de güzel kadın
ama en çok da kafası güzel kadın
kafası çalışan kadın...
beraber gülmelere doyamadığım..
birkaç gece evvel benim için akıllı telefonuyla(benim hala hiç bilmediğim mecralarda) birkaç resim yaptı
beni ne kadar iyi tanıdığını gördüm ve ara ara milas'a gelişlerinin bana ne kadar iyi geldiğini
ne kadar kıymetli olduğunu
(ay iğrenç kelime esprileri gibi oldu ama hissiyatım bu)
neyse neyse
kıymet'in yaptıkları şöyle
en beklemediğim anda
yaptıkları minicik şeylerle karanlığıma ışık oluyorlar...
kıymet de böyle bir hatun
önce canım kardeşimin sınıf arkadaşıydı
sonra okul arkadaşım oldu
ve en sonunda da meslektaşım
muğla barosu'nun en güzel yanlarından benim için
özel ve de güzel kadın
ama en çok da kafası güzel kadın
kafası çalışan kadın...
beraber gülmelere doyamadığım..
birkaç gece evvel benim için akıllı telefonuyla(benim hala hiç bilmediğim mecralarda) birkaç resim yaptı
beni ne kadar iyi tanıdığını gördüm ve ara ara milas'a gelişlerinin bana ne kadar iyi geldiğini
ne kadar kıymetli olduğunu
(ay iğrenç kelime esprileri gibi oldu ama hissiyatım bu)
neyse neyse
kıymet'in yaptıkları şöyle
2 Ekim 2015 Cuma
çivi nedir,dayak nedir?
çivi nedir, neden yola atılır?
hayır arkadaşım
ne anlıyorsunuz bu işten ???
ben sabahın köründe babamı uyandırıp yola onla çıkmamış olsaydım
o balçık yolunda
kamyonların tacizi altında tek başıma lastik mi değiştirecektim?
kriko tamam da
o somunları nasıl sıkacaktım?
tüm sabahımı yediğiniz, işlerimi aksattınız
2 ayrı iş yerini tüm sabah beni bekledikleri için beklettiniz ve herkesin işine engel oldunuz oolummm
1-dayak nedir?
2-neden atılır?
(evet, biraz şiddet yanlısıyım bu sabah)
fotoğrafın adresi:http://demirtel.com.tr/civi-grubu/daldirma-galvaniz-civi/galvanizli-civi.jpg
16 Eylül 2015 Çarşamba
nihat karaca ölmüş dediler
nihat karaca ölmüş diye bir haber gördüm
nasıl üzüldüğümü anlatamam!
radyosu, kepi
elinde boya takımları,
neyi
bembeyaz saçları
allah ım ne tatlış adamdı
......
en güzel nesil
gidiyor yavaş yavaş
...............
kedileri öksüz kaldı
biz sevenlerinse yüreğinde bir sızı
..............
güzel adamlar hiç ölürler mi?
fotoğrafın urlsi: http://gunaydinmilas.com/images/15092015nihat.jpg
Etiketler:
beyaz saç,
güzel adam,
kep,
milas,
neyzen,
nihat karaca,
nihat karaca ölmüş,
pamuk dede,
radyo,
ressam
10 Eylül 2015 Perşembe
yeter
sabah çok erkenden uyandım ve kediler oynadım biraz, kahvaltı ettim ve
sevgili İsmail Küçükkaya'yı izledim
zaman zaman söylediklerine katılmasam da(çoğu zaman katılıyorum) severek izliyorum
çalışkan,aklı başında, güzel bir abimiz
sanki müjdeli bir haber duyacakmış gibi sabah sabah izledim ya
ağlamaktan perişan oldum.
her yerden bir ölüm haberi, her cenazeden ayrı bir feryat
yeter artık yahu yeter
YETER
sevgili İsmail Küçükkaya'yı izledim
zaman zaman söylediklerine katılmasam da(çoğu zaman katılıyorum) severek izliyorum
çalışkan,aklı başında, güzel bir abimiz
sanki müjdeli bir haber duyacakmış gibi sabah sabah izledim ya
ağlamaktan perişan oldum.
her yerden bir ölüm haberi, her cenazeden ayrı bir feryat
yeter artık yahu yeter
YETER
Etiketler:
feryat,
fox tv,
İsmail Küçükkaya,
ölüm,
şehit haberleri,
yeter
3 Eylül 2015 Perşembe
kıyıya da vururmuş insanlık
iki gündür bodrum kıyılarına vuran aylan ve abisinin fotoğraflarını paylaşıp
(ben bakamıyorum bile)
kıyıya vuran insanlık yazıyor ve vicdanınızı hafifletiyorsunuz ya
vicdanınızı sikiyim
siz zaten van depreminde güzelim yunus'un fotoğrafını her yere basmış,
çerçeveletip asmıştınız
siz anca busunuz.
iki dakkalık duyarlarınız bitince insanlara yardıma da bekleriz efendimmm.
(ben bakamıyorum bile)
kıyıya vuran insanlık yazıyor ve vicdanınızı hafifletiyorsunuz ya
vicdanınızı sikiyim
siz zaten van depreminde güzelim yunus'un fotoğrafını her yere basmış,
çerçeveletip asmıştınız
siz anca busunuz.
iki dakkalık duyarlarınız bitince insanlara yardıma da bekleriz efendimmm.
Etiketler:
bodrum,
duyar kasmak,
insanlık kıyıya vurdu,
mülteciler,
van depremi
17 Ağustos 2015 Pazartesi
BU SEVGİLİ SARMAN, PİS İNSANLARIN(!) GEÇEN SENE SOKAĞA ATIP GİTTİĞİ VAN KEDİSİNİN KIZI... TATLIŞ, BİR MÜDDETTİR BİZİM BAHÇEDE,BALKONDA YAŞIYOR. ANANEM DE DEMİN KIZDI KEDİYE '' O KADAR MESMEYDAN YER VAR BALKONDA, GİTTİ BAK NERDE YATIYOR!!!'' DEDİ, KEDİŞE ÜZÜLDÜ.. HAAHHH SONUNDA TEPEDEN TIRNAĞA KEDİLİ KADIN OLDUK EFENDİMMM :D
NOT: HER ÇEŞİT, RENK ABUK NAYLON TERLİK VAR EVDE EFENDİM GÖRDÜĞÜNÜZ ÜZERE
13 Ağustos 2015 Perşembe
serin serin evlenseniz ya
gene düğünlerle dolu bir hafta
hallahımmmm
büyük konuşmayayım da
bu güpgüzel milasımın insanları artık öğrenmeli:
burada yazın gün içerisinde sıcaklık 45 bulup geçiyor
ne düğünü la bu ıscakta
aaaa
aaaaa
hallahımmmm
büyük konuşmayayım da
bu güpgüzel milasımın insanları artık öğrenmeli:
burada yazın gün içerisinde sıcaklık 45 bulup geçiyor
ne düğünü la bu ıscakta
aaaa
aaaaa
Etiketler:
45 derece,
düğün,
herkes evleniyor,
milas düğünü,
milas yanıyor,
sıcaklık
6 Ağustos 2015 Perşembe
tasmalar
merhaba,
bu gördüğünüz fotoğrafın aslında çok acıklı (!) bir hikayesi var:
dün benim tatlış kedim luna kapı kollarına atlayıp kapıları açmaya çalışmayı öğrendi kendi kendine
e ben de bu hatun kaçar maçar
boynunda bir tasması olsa
sahipli olduğu belli olsa diye dertlere gark oldum sabaha kadar!
sabah uyanıp ofise giderken de kedişlerime nazar bocuklu( vazgeçilmez) 2 tasma aldım
ofise gelir gelmez de ilk iş
luna'nın boynuna takayım dedim
malum kızım oğluşuma göre daha elcimek !!!
ay ben luna'nın tasmasını taktım döndüm loya'yı da yakalayıp takayım diye
bir baktım benim kız yerde tasmayla savaşıyor
gözümün ucunda yaş kediciği tasmadan kurtarmaya çalışıyorum
o hem bana pati atıyor hem boynuna!
velhasıl kelam çıkardım tasmasını zorla
loya'ya takmayı denemedim bile
bu fotoğraftaki tasmalar da bana hatıra kaldı ne yapayım! :(
minik bir not :tuğba ''ay bu kedi aynı sana benziyor, nasıl bu kadar olur. ''dedi.
doğru ben de böyle uyuzumdur. kemer, taç maç takamam
kendimi çok kıstırılmış, özgürlüğüm sınırlandırılmış gibi hissederim. ne yapayım ayol
kedişler de bana benzediyse!
5 Ağustos 2015 Çarşamba
deneyin
Geçenlerde bimde görüp ofis alışverişinde bitmezse alacağım diye aklıma kazımıştırm
şükür ki unutmamışım aldım
ve bu sabah demledim
çaykur organik hemşin çayı..
aman pek leziz.
deneyin efenim pişman olmayacaksınız
Görseli aldığım adres:https://www.malatyaorganik.com.tr/resim/Large/20100717171616.jpg
şükür ki unutmamışım aldım
ve bu sabah demledim
çaykur organik hemşin çayı..
aman pek leziz.
deneyin efenim pişman olmayacaksınız
Görseli aldığım adres:https://www.malatyaorganik.com.tr/resim/Large/20100717171616.jpg
10 Temmuz 2015 Cuma
mesudum
elcağzım kadarlardı ilk geldiklerinde
şimdi baya büyüdüler
2 kardeş
alarmı çalan telefonuma ulaşmak için azcık doğrulduğumda,
yastığıma böyle yayılmışlardı
:D
yatışlarının güzelliğine doyamadıklarım
(kardeş olmak bunu gerektirir)
iki ay oldu ilk günden bugüne
mesudum...
Etiketler:
bebeklerim,
evde ikinci ay,
ikinci ay,
kediler,
loya ve luna
çok kıymetliyim anacım, yapacak bir şey yok
şimdi anlatacaklarıma gülsem mi kızsam mı bilemiyorum!
annem sabah 8 .30 da beni aramış
telefonum nedense aramaları göstermiyor
sonrasında cevapsız arama yazıyor ekranda
bu da bu sabah oluştu.
sabah duruşmaya geldim, salih çağırdı da
neyse
adliyede 3 asliye cezada duruşuyorken ben
babacığım örenden gelmiş
adliyenin kapısında arabayı görmesine
oktay abim
sabah gördüm ben çocuğu, duruşması vardı demesine rağmen
merak ve evham etmeye devam etmişler
bir çıktım telefonda 15 cevapsız arama
kim aradı göremiyorum ama kardeşimden sms var: abla annem çok merak etmiş! ara
bir arıyorum baban aşağıda seni arıyor diyo!!
meğerse babam ve zeki abi de yukarıda duruşma salonlarında vs aramışlar
hallam sana geliyorum yarebbiiiiimmm
bu nedir yani
bu nedir?
- anne, napıon sen, hoş mu diom,telefonda
napiim ayol çocuuuumu merak ettim diye cevap veriyor.
çok kıymetliyim(Z) yapacak bir şey yok da
aaa bu kadarı da normal mi anacım ya?
darlandım+delircemmm
annem sabah 8 .30 da beni aramış
telefonum nedense aramaları göstermiyor
sonrasında cevapsız arama yazıyor ekranda
bu da bu sabah oluştu.
sabah duruşmaya geldim, salih çağırdı da
neyse
adliyede 3 asliye cezada duruşuyorken ben
babacığım örenden gelmiş
adliyenin kapısında arabayı görmesine
oktay abim
sabah gördüm ben çocuğu, duruşması vardı demesine rağmen
merak ve evham etmeye devam etmişler
bir çıktım telefonda 15 cevapsız arama
kim aradı göremiyorum ama kardeşimden sms var: abla annem çok merak etmiş! ara
bir arıyorum baban aşağıda seni arıyor diyo!!
meğerse babam ve zeki abi de yukarıda duruşma salonlarında vs aramışlar
hallam sana geliyorum yarebbiiiiimmm
bu nedir yani
bu nedir?
- anne, napıon sen, hoş mu diom,telefonda
napiim ayol çocuuuumu merak ettim diye cevap veriyor.
çok kıymetliyim(Z) yapacak bir şey yok da
aaa bu kadarı da normal mi anacım ya?
darlandım+delircemmm
1 Temmuz 2015 Çarşamba
dikkat, içinde ayol geçer
kırıklarımı aldırmak için sabahın köründe gittiğim kuaförde
tüm kırgınlıklarımı,yılgınlıklarımı bırakabilmekti tek amacım bu sabah !
sanki gece rüyamda mehmet'i görmüş gibi
kalktım gittim, daha elemanları bile anca uyanmışken.
iyi de geldi, hakkını yememek lazım..
ama,
bana bugün en iyi gelen şey;
tam kuaförün kapısından elimde kedilerle çıkarken arayan
caaaaaanımmm öğretmenim aynur balatlı idi
telefonun ucundaki içten sesi, gülüşü beni biraz kendime getirdi.
şimdi buradan seslenmek istiyorum:
ne güzel kadınsın ayol sen ve iyi ki varsın
tüm kırgınlıklarımı,yılgınlıklarımı bırakabilmekti tek amacım bu sabah !
sanki gece rüyamda mehmet'i görmüş gibi
kalktım gittim, daha elemanları bile anca uyanmışken.
iyi de geldi, hakkını yememek lazım..
ama,
bana bugün en iyi gelen şey;
tam kuaförün kapısından elimde kedilerle çıkarken arayan
caaaaaanımmm öğretmenim aynur balatlı idi
telefonun ucundaki içten sesi, gülüşü beni biraz kendime getirdi.
şimdi buradan seslenmek istiyorum:
ne güzel kadınsın ayol sen ve iyi ki varsın
Etiketler:
aynur balatlı,
ayol,
kırıkları aldırmak,
kuaför terapisi
29 Haziran 2015 Pazartesi
arkadaşlarım bana hep uğurlu geliyor bu ara
neşe ilk geldiğinde
bir müddettir boşta duran eve kiracı bulmuş, sözleşme imzalamıştım
cuma günü ezgi geldiğinde ise
bir hacı amcayla anlaştım...
ben de onlara
onların bana geldiği kadar uğurlu geliyor muyum bilmem ama
bunun için çok dua ettiğim kesin.
bu aralar hayatım pek güzel tesadüflerle dolu
yazayım istedim
unutmamak için
neşe ilk geldiğinde
bir müddettir boşta duran eve kiracı bulmuş, sözleşme imzalamıştım
cuma günü ezgi geldiğinde ise
bir hacı amcayla anlaştım...
ben de onlara
onların bana geldiği kadar uğurlu geliyor muyum bilmem ama
bunun için çok dua ettiğim kesin.
bu aralar hayatım pek güzel tesadüflerle dolu
yazayım istedim
unutmamak için
26 Haziran 2015 Cuma
delirdim
la benim bu kolum ne etti size
demek istiyorum kedilere şuan
sabah sabah saldırmak nedir
hem de yemek verip kumunu temizlerken
hallam yarebbim ya
delirdim
bknz:vallahi delirdim
demek istiyorum kedilere şuan
sabah sabah saldırmak nedir
hem de yemek verip kumunu temizlerken
hallam yarebbim ya
delirdim
bknz:vallahi delirdim
Etiketler:
kedi kumu,
kediler tırmaladı,
kedilerin tırnağını kesmek,
tırnak kesmek
19 Haziran 2015 Cuma
kişisel tarihime not
bu aralar hayatımda ne zaman iyi bir şey olsa, ardından kötü bir şey geliyor!
tam istediğim gibi bir ortanca buldum pazarda;koccaman ve pembe
bu iyi bir şey !
ardından kredi kartı borcumu yatırmaya gittim
bankomat tüm parayı alıp
işleminiz iptal edilmiştir diyerek parayı geri vermedi
al sana uğraşılacak bir sürü prosedür
bu kötü bir şey!
ne yatmış gözüküyor borç ne de para veriyor bankomat
teşekkürler vakıfbank
hem de daha dün bankamatiğin önünde kavga ettikleri için bir müvekkilimin beraat kararı gelmişken
:D:D:D
vakıfbank olaysız bir para yatırma işlem istemiyorsa demek
bu aralar hayatımda ne zaman iyi bir şey olsa, ardından kötü bir şey geliyor!
tam istediğim gibi bir ortanca buldum pazarda;koccaman ve pembe
bu iyi bir şey !
ardından kredi kartı borcumu yatırmaya gittim
bankomat tüm parayı alıp
işleminiz iptal edilmiştir diyerek parayı geri vermedi
al sana uğraşılacak bir sürü prosedür
bu kötü bir şey!
ne yatmış gözüküyor borç ne de para veriyor bankomat
teşekkürler vakıfbank
hem de daha dün bankamatiğin önünde kavga ettikleri için bir müvekkilimin beraat kararı gelmişken
:D:D:D
vakıfbank olaysız bir para yatırma işlem istemiyorsa demek
12 Haziran 2015 Cuma
5 Haziran 2015 Cuma
herkese günaydın
sinirlerimi yıpratan bir gece geçirdikten sonra sabah
tesadüf eseri (koyduğum yeri hatırlayıp) bulduğum güzel çerçeve
güzel fotoğraf, not, zarf
bazen
çok mutsuzken bile
minicik bir şey olur da gülümsersin ya
bugünkü o minicik şey için canım çakırtıma bin şükür bin selam
'Bazen zor da olsa yüreğimizin sesini kısmadan yaşayabilmek dileğiyle
herkese günaayyydın:D
tesadüf eseri (koyduğum yeri hatırlayıp) bulduğum güzel çerçeve
güzel fotoğraf, not, zarf
bazen
çok mutsuzken bile
minicik bir şey olur da gülümsersin ya
bugünkü o minicik şey için canım çakırtıma bin şükür bin selam
'Bazen zor da olsa yüreğimizin sesini kısmadan yaşayabilmek dileğiyle
herkese günaayyydın:D
14 Mayıs 2015 Perşembe
tamşa gibi olmuşun nigar
fonda neşet usta
https://youtu.be/9rpF_fYCB00
masada yeni gelmiş 3- 5 tebligat
yazılacak beyan dilekçeleri
ve benim içimde sadece
eski fotoğrafları masaya yayıp bakma arzusu
sağ olsun annemle babam
pek fotoğraf çekmişler,çekilmişler
hiç zorlanmayacağım gün boyu.
..............................................
o fotoğrafların içerisinde birkaç tanesi dikkatimi çekti
tarattım
nigarla hiç fotoğrafımız yok sanıyordum
sevindim varlıklarını görünce
nigar mı?
annem okuldan gelince
evdeki işleri toparlayana kadar anneme yardım eden (benimle oyun oynayan) harika kız çocuğu
ilk arkadaşım, ilk ablam
muhtemelen kıskandığım ilk kadın!!
ona dair hiçbir şey hatırlamıyorum
fotoğraflara baktıkça içim sıcacık oluyor sadece ve
annemin anlattığı şu anı aklıma geldikçe gülüyorum:
nigar bir gün sallantılı pek gösterişli
bir çift küpe takmış gelmiş bize
baya güzel ve göz alıcı küpelermiş
bir müddet hipnotize olmuş gibi nigarı izleyip
'hıııı TAMŞA GİBİ OLMUŞUN NİYAAAR ' demişim
ay ne büyük çocuk yaralayıcılığı ve ne büyük kıskançlık
tatlı nigarcık anlam verememiş, üzülmüş
annemse pek gülmüş
işte benim ilk arkadaşım, ilk ablam, işte benim ender kıskançlık öykülerimden biri
işte küçük biz, işte kars
https://youtu.be/9rpF_fYCB00
masada yeni gelmiş 3- 5 tebligat
yazılacak beyan dilekçeleri
ve benim içimde sadece
eski fotoğrafları masaya yayıp bakma arzusu
sağ olsun annemle babam
pek fotoğraf çekmişler,çekilmişler
hiç zorlanmayacağım gün boyu.
..............................................
o fotoğrafların içerisinde birkaç tanesi dikkatimi çekti
tarattım
nigarla hiç fotoğrafımız yok sanıyordum
sevindim varlıklarını görünce
nigar mı?
annem okuldan gelince
evdeki işleri toparlayana kadar anneme yardım eden (benimle oyun oynayan) harika kız çocuğu
ilk arkadaşım, ilk ablam
muhtemelen kıskandığım ilk kadın!!
ona dair hiçbir şey hatırlamıyorum
fotoğraflara baktıkça içim sıcacık oluyor sadece ve
annemin anlattığı şu anı aklıma geldikçe gülüyorum:
nigar bir gün sallantılı pek gösterişli
bir çift küpe takmış gelmiş bize
baya güzel ve göz alıcı küpelermiş
bir müddet hipnotize olmuş gibi nigarı izleyip
'hıııı TAMŞA GİBİ OLMUŞUN NİYAAAR ' demişim
ay ne büyük çocuk yaralayıcılığı ve ne büyük kıskançlık
tatlı nigarcık anlam verememiş, üzülmüş
annemse pek gülmüş
işte benim ilk arkadaşım, ilk ablam, işte benim ender kıskançlık öykülerimden biri
işte küçük biz, işte kars
Etiketler:
eski fotoğraflar,
hüzün,
kars,
kış,
küçüklüğüm,
ne söylesem boşa leylam,
neşet ertaş,
nigar,
tamşa,
tuzluca
11 Mayıs 2015 Pazartesi
ben, tuna'nın bacaları ve celil nalçakan
sabah tuna'dan şöyle bir mesaj aldım:
psikolojimi bozmuşsun
ben tabi anlayamadım nedenledim
ve ardından arkadaşımın rüyasını anlatışı geldi :
''Rüyamda Milasta bi evdeyim.Balkondan bakıyorum,2 tane dev travesti görüyorum. 3 metre falan. Yanlarında biri var arkası dönük. Bi bakıyorum kim? Celil Nalçakan !:/ Diyorum benim Tuçeye ulaşmam lazım. 49 plaka, arkasında dev ekran televizyon olan arabalarına binip gidiyorlar. Ben şoklarla kalıyorum.''
:D:D:D ulan ne bitmeyen Celilmiş be
alt tarafı adamın kaşları güzel diye dikkatimi çekti (itiraf:evet, kaş fetişistiyim ve herifin kaşları hakikaten güzel,inanmadıysanız yukarıdaki resme acıcık daha bakıverin )
şişenin dibinde adamın sohbeti keyifliydi,
sonra Zülfikar'ın bi iki bomba sahnesi vardı,
bir de dayının(Celil Nalçakan) blogundaki bazı yazılar güzeldi
ortalama derecede sevdiğim her ünlüye dair anlattıklarım, yaptıklarım(blogunu okumak, twitterine göz atmak gibi) arkadaşlarımın bilincinde dahası bilinç altlarında neden bu kadar yer etti hiç anlamadım.
vay arkadaş ne Celilmiş be
ayrıca ; ne biçim de rüya!!!
fotoğrafın adresi: http://www.diziler.com/resimler/126000/celil-nalcakan-126560.jpg
30 Nisan 2015 Perşembe
bir güzel anı daha?
x: tanık tam olarak böyle demedi, ifadesinin tamamını zapta geçelim. ileride sıkıntı doğurur bu ifade.imzalamayacağım bu halde keşif tutanağını
hakim:neden ki? ne var?
x: sanki duran arabaya çarpmış gibi olmuş. tam şekliyle geçersek. yola kırdı yolun ortasında çarptık, diyor
hakim: peki avukat hanım, peki (oflamalar, poflamalar)
hakim:neden ki? ne var?
x: sanki duran arabaya çarpmış gibi olmuş. tam şekliyle geçersek. yola kırdı yolun ortasında çarptık, diyor
hakim: peki avukat hanım, peki (oflamalar, poflamalar)
Hayır, neden her şey hakimlerin istediği kadar olmalı ve onlar istediği anda bitmeli. (yorgun, yılgın ve de bıkkınım) Başka mesleklerde hayat nasılmış bakıp, kendime yeni ve farklı işler kurayım bari hayali dünyamda!!!
28 Nisan 2015 Salı
kedisiz kadının kedili kupası
işte bunu dün aldım kendime,
birazcık mutluluğa ihtiyacım var diye
madem kediciği alamadım
kedili kupayı alayım dedim.
(kedisiz kadının kedili kupası)
kardeşe de alınca kupadan
yarına kadar sürprizi bozulmasın diye bari buraya yazayım istedim ;)
illa paylaşacağım!!!
nasılsa okumaz!
ama şunun tatlişkoluğu nedir ya?
dizayn edenin eline, yüreğine, kafasına sağlık
dinimiz amin
bknz: Küçük şeylerden dahi mutlu olabilmek
24 Nisan 2015 Cuma
tweetynin ananesi ve ananem
Dün akşam
Öperek bunalttıktan bir müddet sonra ananemle şöyle bir şey yaşadık:
Ben: Anane çok tatlısın. Seni çok seviyorum. Sen de en çok beni seviceksin tamam mı?
Ananem: Seviyoruz ya daha naha seveceğiz?
Ben: En çok ama
Ananem: ---(Sessizlik)
Ben: Ay böyle bakınca tweety'nin ananesine benziyorsun!
Ananem: EYİ (çok konuşmazsam başımdan savabilirim belki taktiği bu, eyi)
Ben: (Sağ kolumun içini göstererek) Anane koluma tweetynin ananesini dövme yaptırcam
Ananem: Allah cezasını versin tweetynin ananesinin!!!
(Kadın, anında tepki değiştirdi ayol. Ama gene sonunda en çok gülen ikimiz olduk)
Not: İnternette kendisinden hep babaanne diye bahsetmişler! Tüm yaşlılar bana anane olduğundan,anane diye hatırlıyor ve anıyorsam demek!!
not 2(görselin adresi) : http://www.animationconnection.com/inc/image.php?file=/images/graphics/1263434110-2195.jpg&w=400
Öperek bunalttıktan bir müddet sonra ananemle şöyle bir şey yaşadık:
Ben: Anane çok tatlısın. Seni çok seviyorum. Sen de en çok beni seviceksin tamam mı?
Ananem: Seviyoruz ya daha naha seveceğiz?
Ben: En çok ama
Ananem: ---(Sessizlik)
Ben: Ay böyle bakınca tweety'nin ananesine benziyorsun!
Ananem: EYİ (çok konuşmazsam başımdan savabilirim belki taktiği bu, eyi)
Ben: (Sağ kolumun içini göstererek) Anane koluma tweetynin ananesini dövme yaptırcam
Ananem: Allah cezasını versin tweetynin ananesinin!!!
(Kadın, anında tepki değiştirdi ayol. Ama gene sonunda en çok gülen ikimiz olduk)
Not: İnternette kendisinden hep babaanne diye bahsetmişler! Tüm yaşlılar bana anane olduğundan,anane diye hatırlıyor ve anıyorsam demek!!
not 2(görselin adresi) : http://www.animationconnection.com/inc/image.php?file=/images/graphics/1263434110-2195.jpg&w=400
Ören'de bir pehlivan güreşi
Bu haftasonu örende 'Yağlı Güreş'var
Annem ve ananme göre ise'İNSAN GÜLEŞİ !!!
Belde'nin ekonomisi biraz canlanacak diye sevinemiyorum bile çünkü aklımda şu haber var:
http://habermilas.com/2015/03/14/oren-yolunda-feci-kaza-1-olu-4-yarali
İlçemizde üç aracın karıştığı trafik kazasında 1 kişi yaşamını yitirirken 4 kişi de yaralandı.
Milas- Ören Karayolu’nun 18’inci kilometresinde meydana gelen trafik kazasında Milas’tan Ören istikametine doğru seyreden 06 FL 5195 plakalı otomobil, Ören’den Milas’a doğru seyreden 48 KM 122 ve 48 LM 619 plakalı otomobillerle çarpıştı. 48 KM 122 plakalı otomobil içerisinde bulunan Zafer Kundakçı (43) ve Uğur Karan (23) ile diğer araçlarda bulunan Mehmet Ölmez (27) ve Aziz Tığ (62) yaralandı.
Meydana gelen kazada 48 KM 122 plakalı otomobil içerisinde bulunan Fikret Ergüneş ise olay yerinde yaşamını yitirdi. Kazanın ardından olay yerine ambulansla ve güvenlik ekipleri sevk edildi.
Yaralılardan Mehmet Ölmez ve Aziz Tığ Özel İzan Hastanesi’nde, Zafer Kundakçı ile Uğur Karan ise 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay yerinde cumhuriyet savcısı da incelemelerde bulundu.
Kazayla ilgili başlatılan soruşturma devam ederken, araç sürücülerinin de belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
şehrimin insanını tanıyorum. Böyle bir ortamda ne kadar içebileceklerini, alkolü nedenli sevdiklerini biliyorum! Olaması muhtemel kavgaları,trafik kazalarını az çok kestirebiliyorum! Umarım kimsenin canına bir şey olmadan atlatırız bu hafta sonunu, umarım tüm önlemler alınır.
şehrimin insanını tanıyorum. Böyle bir ortamda ne kadar içebileceklerini, alkolü nedenli sevdiklerini biliyorum! Olaması muhtemel kavgaları,trafik kazalarını az çok kestirebiliyorum! Umarım kimsenin canına bir şey olmadan atlatırız bu hafta sonunu, umarım tüm önlemler alınır.
Etiketler:
alkol,
kavga,
milas,
milasta trafik kazası,
muğla,
ören,
yağlı güreş
23 Nisan 2015 Perşembe
23 nïsan uyuyup rùyalarda gÔrme gÚnÙ
BEn de Çocuklar kadar şen olabilirdim bugün,
Hayatımda ilk kez 1 kitap fUarını gezip
Senìnle o tatlı kediyi eVlat edínmeye gidebílseydim eğer...
Bugün bana yine esmer günler düştü
( dokunmayın uyuyacağım)
Hayatımda ilk kez 1 kitap fUarını gezip
Senìnle o tatlı kediyi eVlat edínmeye gidebílseydim eğer...
Bugün bana yine esmer günler düştü
( dokunmayın uyuyacağım)
16 Nisan 2015 Perşembe
bugün şöyle bir şey yaşadım:
mazeret dilekçem elimde hakimden havale alacağım
h: tamam... ben bunu şimdi imzalamayacağım!!!
ben:neden? havale alacağım ben,imzalı fotokopimi dosyama koyacağım
h: avukat hanım ne var yani? böyle güvensizliklere gerek yok. ben yarın dosyayı çıkardığımda imzalayıp içine koyarım.
ben: kaybolursa ne olacak peki? - o an daha başka sorularım da vardı ama nedense bu çıktı ilk ağzımdan!?-
h: kaybedersem kaybettim dilekçenizin aynısından getirir misiniz derim!!!!
eveeeett... mesleğime bayılıyorum
mazeret dilekçem elimde hakimden havale alacağım
h: tamam... ben bunu şimdi imzalamayacağım!!!
ben:neden? havale alacağım ben,imzalı fotokopimi dosyama koyacağım
h: avukat hanım ne var yani? böyle güvensizliklere gerek yok. ben yarın dosyayı çıkardığımda imzalayıp içine koyarım.
ben: kaybolursa ne olacak peki? - o an daha başka sorularım da vardı ama nedense bu çıktı ilk ağzımdan!?-
h: kaybedersem kaybettim dilekçenizin aynısından getirir misiniz derim!!!!
eveeeett... mesleğime bayılıyorum
Etiketler:
katil kırlangıçmış,
katil kırlangıçmış ulan,
kırlangıçlar,
yumurta,
yuva,
yuvadan atmak
6 Nisan 2015 Pazartesi
anneler ve günleri
annişkom tontişim
kapı kapı gezen, 'amaaan pek sosyal' annelerden değildir.
emekli kadın.
hepi topu iki günü var!
biri liseden beri arkadaş olduğu hatunlarla biri de sakarya ilköğretimdeki öğretmen arkadaşlarıyla
bugün öğretmencenek toplanmışlar
kahve gününü kahvaltı gününe evirince hatunlar
bizim oğlanlar da mevzuya dahil olmuşlar( ne yapayım fotonun çekiliş tarihini anca böyle anlatabilirdim!)
gitmişler annelerle kahvaltı etmişler sonra da ortaya bu şapşahane fotoğraf çıkmış
kadroları bir eksik
perihan teyzem yok-boşluğu belli-
fırat hastahanede o kadar hasta insanla temas edince pek feci(!) hasta olmuş da anneciği ondan gelememiş..
ne mi yazdım şimdi???
annelerimize bakın ulan
maşallah pek tatlılar
- nazar değdireni yolarım-
not: fotoğrafı kaybederim maybederim, bloga atiim kafası!!!
not 2: solda ortadaki siyahlı afet'tir anacığım.muahhhh
30 Mart 2015 Pazartesi
annem öğretmendi
mesut yar'ın Kanbolat görkem ve celil nalçakan'lı bölümünü izledim az evvel internetten
mesut yar'a bazen,konukları sevdiğim insanlarsa, dayanabiliyorum.
neyse konu bu değil.
programın başında bir yerlerde celil nalçakan ,çocukluğunda onun da annesi öğretmen, üst koşuya anne, annesine sema yenge dediğinden bahsetti.
pek tanıdık geldi:D
zaten yıllar evvel Eşref hoca
öğretmen çocukları, öğretmen çocuklarıyla çok iyi anlaşır dikkat et bak demişti
hep yaşadım bunu.
bu tanıdık öykünün bendeki payı ise şöyle:
anne- baba kars-tuzluca-üçkaya köyünde öğretmenler
-o zaman kars ve ığdır bir arada..(gereksiz detay:P)-
ben doğmuşum kışın ortasında
pek minikken annem bakmış da sonrasında getirmişler beni sıcacık muğlama
anneannem ve tatlış dedemle yaşamışım.
ama ne yaşamak...
dayıcığımın o güzel evi ile evlerimiz karşılıklıydı
-ne güzel sokaktın sen zahire pazarı-
ben tabi
tolga abimle, sadikeyle ve vahitle büyümüşüm(3-3,5 yaşına kadar)
tatillerde gelen anne babayı ne kadar az gördüysem
karşı evde
dayıma sürekli baba, yengeme anne diyen çocukları gördükçe yengem anne,
dayım da baba olmuş.
e tabi ananem de buna epey bozulmuş!
hatırlamıyorum, ama vakidir
'o yengen, o dayın, anne demeyeceksin' diye ezber geçmiş bana
bir müddet sonra, ebeveynleri de daha sık gördükçe herhalde
dayıma dayı demeye başlamışım ve fakat
yengem
yengeanne olarak kaldı bende
milletin teyzeannesi olur benimki yengeanne
...
yıllar sonra bu güzel anları hatırlamama vesile oldun programda anlattıklarınla abicim
eyvallah...
sevimyengeye selamlar
yengeanneme de tabi:D
mesut yar'a bazen,konukları sevdiğim insanlarsa, dayanabiliyorum.
neyse konu bu değil.
programın başında bir yerlerde celil nalçakan ,çocukluğunda onun da annesi öğretmen, üst koşuya anne, annesine sema yenge dediğinden bahsetti.
pek tanıdık geldi:D
zaten yıllar evvel Eşref hoca
öğretmen çocukları, öğretmen çocuklarıyla çok iyi anlaşır dikkat et bak demişti
hep yaşadım bunu.
bu tanıdık öykünün bendeki payı ise şöyle:
anne- baba kars-tuzluca-üçkaya köyünde öğretmenler
-o zaman kars ve ığdır bir arada..(gereksiz detay:P)-
ben doğmuşum kışın ortasında
pek minikken annem bakmış da sonrasında getirmişler beni sıcacık muğlama
anneannem ve tatlış dedemle yaşamışım.
ama ne yaşamak...
dayıcığımın o güzel evi ile evlerimiz karşılıklıydı
-ne güzel sokaktın sen zahire pazarı-
ben tabi
tolga abimle, sadikeyle ve vahitle büyümüşüm(3-3,5 yaşına kadar)
tatillerde gelen anne babayı ne kadar az gördüysem
karşı evde
dayıma sürekli baba, yengeme anne diyen çocukları gördükçe yengem anne,
dayım da baba olmuş.
e tabi ananem de buna epey bozulmuş!
hatırlamıyorum, ama vakidir
'o yengen, o dayın, anne demeyeceksin' diye ezber geçmiş bana
bir müddet sonra, ebeveynleri de daha sık gördükçe herhalde
dayıma dayı demeye başlamışım ve fakat
yengem
yengeanne olarak kaldı bende
milletin teyzeannesi olur benimki yengeanne
...
yıllar sonra bu güzel anları hatırlamama vesile oldun programda anlattıklarınla abicim
eyvallah...
sevimyengeye selamlar
yengeanneme de tabi:D
Etiketler:
celil nalçakan,
dayı,
ığdır,
kanbolat görsem arslan,
kars,
milas,
muğla,
öğretmen çocuğu olmak,
sevimyenge,
yengeanne,
zahire pazarı sokak
23 Mart 2015 Pazartesi
18 Mart 2015 Çarşamba
kırlangıçlarım gelmiş
sabah daha ofise giremeden merdivenlerde gördüğüm bu b.klar dikkatimi çektiydi
pek anlam verememiştim. dedim, sonra silerim viledayla...
sonra, yani demin, yemek siparişi vermeye bir çıktıydım
geçen yılki yuvadan bir kırlangıç bana bakıyor:D:D:D
yuppiii kırlangıçlarım gelmiş,
bu sevinçli haberi deonlar sanırım merdivenlerime baştan başa pisleyerek kutlamışlar
ben de yazarak kutlayayım dedim:D
13 Mart 2015 Cuma
mahalleden arkadaşlar
d&r'ın bilmem kaç liranın üstündeki siparişlerde kargo bedava vırttırısına kapılıp bir dünya sipariş vermiş ve parçalı kargo, 'ürününüz temin ediliyor' vs ile yüz yüze kalmış biri olarak , selçuk'un bu kitabı hangi paketteydi bilemiyorum. (hee selçuk, bizim selçuk!) neyse, kitabın varlığını ilk gördüğümden beri, okuyasım vardı. az evvel de bitirdim. pek hoşuma gitti. en çok da annesi ile ilgili anlattıklarına güldüm. doksanlarda çocukluğu geçmiş şanslı kuşağa mensup biri olarak keyifle okudum kitabı,elbette.
kitap 'ferhan şensoy'un üvey kitabı' imiş. kesinlikle, öyle kokuyor zaten.
benim kadar sarı(sarı+turuncu) renkten nefret eden çok az insan bilirim etrafımda. ki bizlerin(!)'bu memlekette taksiler neden sarı laann?' diye bir isyanımız dahi vardır. ona rağmen yılmadan okudum abi kitabı:D
bir de kitabın tüm telif geliri Koruncuk'a imiş. güzel adamlar hep güzel vesselam.
9 Mart 2015 Pazartesi
baskerville'lerin köpeği
Yazan: Arthur Conan Doyle
Çeviren: Ender Gürol
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İŞ ÇOCUK KÜTÜPHANESİ
(Orjinal dilinden, kısaltılmamış çeviri)
Kipa'dan aldım bu kitabı geçenlerde. Birkaç çocuk kitabıyla beraber. Okuduğum ilk Sherlock Holmes kitabıydı. Farklıydı. İzlediklerimden farklı fakat çok hoştu. Çocuk kitabı yaftasının yanında bir yetişkin olarak beni(!) sıkmadı kitap.Sevgili yetişkinler, sşz de okuyun ve pek tabi ki çocuklarınız da okusun. Üstelik 3TL.
(Sanki bana reklam yazısı yazdırmışlar gibi oldu ama vallahi müesseseden değilim!Hem ben kimim de bana yazdıracaklar ayol!!!)
NOT: Fosfor hoş bir şey
beyoğlu rapsodisi
Erkek arkadaşımın en sevdiği Ahmet Ümit kitaplarından biri: Beyoğlu rapsodisi.Uzun bir merak dönemimin ardından, en sonunda, geçenlerde okudum, bitirdim. Kitap elimde bir müddet süründü. Cep kitaplarında hep aynı sıkıntıyı yaşıyorum sanırım. Okuyamıyor, süründürüyorum.
Sultan'ı öldürmekten sonra okuduğum ikinci Ahmet Ümit kitabı. İki kitabı kıyasladığımda, birbirinden tamamen farklı tarzlarda kitaplardı ama ikisini de sevdim. Sultanı öldürmek tabi ki benim için daha farklıydı.Beni daha tetikte tutan,daha hızlı akan bir kitaptı.
Ahmet Ümit'e neden 'Beyoğlu/İstanbul piçi' dendiğini bu kitabı okurken daha net anladım.( Ahmet abi kızma' o piç, o piç değil!)
Öyle işte, okuyun. Siz de seversiniz.. Hem eğer sevmezseniz de Diane Arbus'u ve Nizholas Flamel'i öğrenmiş olursunuz. İyi günler
19 Şubat 2015 Perşembe
sarılalım mı sıkı sıkı?
'Yavaş yavaş delirdim,kimse fark etmedi' Av. İpek Ertürk
- O intihar notuna yazmıştı bunu yıllar evvel, şimdiyse hepimiz her yere yazıyoruz. Bu memlekette yavaş yavaş deliriyoruz ve herkes bunun farkında. Kendisine yatakta sarılmadı diye karısını öldürenlerle, ellerinde 'free hugs' yazan harika insanların arasında sıkıştık kaldık, YAŞAMAYA ÇALIŞIYORUZ. Yüreğiniz sıkıştığında yanınızda sarılabileceğiniz dostlarınızın olduğu günler eksik olmasın.Haaa, bir de unutmadan başarın ve bu ülkede hayatta kalın.....
http://www.milliyet.com.tr/sarilmadi-diye-oldurmus--gundem-2016048/
görselin adresi: http://tobi-x.com/images/p_free_hugs_02.jpg
16 Şubat 2015 Pazartesi
çakım ve ben
lisede izciydim
(hayatımda yaptığım en isabetli şey hanife liderin izcisi olmaktı zaten)
ve kamplarda bir çakıya ihtiyaç duymaya başlayınca en hasından bir çakı edinmiştim
lise bitip üniversiteye gidince çakıyı babaevinde bıraktım
çünkü kampüse çok uzak olmasına rağmen vişnelikte-çok güvenli muhit denilen yerlerden birinde
hem de öğretmenler caddesinde ev tuttmuştuk
ama bir gece
ankara'dan gelen ayşegül ile peşimize 5 tane alkollü adam takılınca kendimizi bir bakkala zor attık ve
bakkal da pek oralı olmadı
bir iki dakika sonra tam da kapıda bekleyen adamların ortasına çıkmak zorunda kaldık dükkandan
feci korkutucuydu
ki kazulet gibi, koccaman elli ve görece güçlü bir hatuum
neyse öldük korkudan tabi
ne dükkandakiler bişiy yapıyor ne de biz bir şey yapabiliyoruz
laflar, iğrenç hareketler...
sonra vişnelik durağını çoook uzun yıllardır mesken edinen ve zaman zaman
beslediğim sevdiğim alman kurdu çıktı bir yerlerden
adamlara(!) hırladı etti ve aldı bizi apartman kapısına dek götürdü
hiç kimse yanımıza yaklaşamadı
ve biz yaşadığımız korkuyu çok uzun süre atlatamadık!!!
bu olaydan sonra memlekete ilk gidişimde çakıyı aldım geldim
neden diye hiç düşünmeden
espark'ın girişinde kadın güvenliklere 'emanete al, çıkışta aliim, bak durum bu ' diye rica ede ede dolaştım bir müddet hatta..
sonra bir derste
üst sınıflardan şuan neye benzediğini dahi hatırlamadığım bir çocuk
-demek derse geç kalmışım çok arkalardaydık ve ben de valizden hallice çantamı dökmüş bir şey arıyordum-
çakıyı gördü ve 'nası bir insan çakıyla dolaşır, ne yapacaksın ki ?' vs diye bana çıkışmaya başladı, aşağıladı da!!!
anlatmaya çalıştım baktım boş bakıyor bıraktım geçtim..
şimdi tekrar anlatmaya çalışayım, özgecan'ın ardından:
bu ülkede kadın cinayetleri akıl almaz boyutta arttı
ayşe paşalı, münevver karabulut, sinem yurdanur ve niceleri...
mesela az evvel kocasından dayak yeyip şikayetçi olan ve kamu davası açıldıktan sonra herifle barıştığı için bir çözüm arayan kadının cmk görevi geldi!!
harikaa...
siz bu kadar yontulmamış, bu kadar cani olmasanız, biz çakı taşımak zorunda hissetmezdik
siz bu kadar aşağılık olmasanız biz bu kadar katledilmezdik.
bitin artık
biran evvel bitin.
not: kendisi hatırlamaz ama alper tolga ' çakı nası tutulur bilion mu sen? bir şey olduğunda kendini koruyamazsan, sana saplarlar onu!' deyip bana çakıyı nasıl kullanmam gerektiğini tarif etmişti! her şeye rağmen neye maruz kaldığımızı, kalabileceğimizi bilen ve bizleri korumaya çalışan erkeklere de bin selam olsun
(hayatımda yaptığım en isabetli şey hanife liderin izcisi olmaktı zaten)
ve kamplarda bir çakıya ihtiyaç duymaya başlayınca en hasından bir çakı edinmiştim
lise bitip üniversiteye gidince çakıyı babaevinde bıraktım
çünkü kampüse çok uzak olmasına rağmen vişnelikte-çok güvenli muhit denilen yerlerden birinde
hem de öğretmenler caddesinde ev tuttmuştuk
ama bir gece
ankara'dan gelen ayşegül ile peşimize 5 tane alkollü adam takılınca kendimizi bir bakkala zor attık ve
bakkal da pek oralı olmadı
bir iki dakika sonra tam da kapıda bekleyen adamların ortasına çıkmak zorunda kaldık dükkandan
feci korkutucuydu
ki kazulet gibi, koccaman elli ve görece güçlü bir hatuum
neyse öldük korkudan tabi
ne dükkandakiler bişiy yapıyor ne de biz bir şey yapabiliyoruz
laflar, iğrenç hareketler...
sonra vişnelik durağını çoook uzun yıllardır mesken edinen ve zaman zaman
beslediğim sevdiğim alman kurdu çıktı bir yerlerden
adamlara(!) hırladı etti ve aldı bizi apartman kapısına dek götürdü
hiç kimse yanımıza yaklaşamadı
ve biz yaşadığımız korkuyu çok uzun süre atlatamadık!!!
bu olaydan sonra memlekete ilk gidişimde çakıyı aldım geldim
neden diye hiç düşünmeden
espark'ın girişinde kadın güvenliklere 'emanete al, çıkışta aliim, bak durum bu ' diye rica ede ede dolaştım bir müddet hatta..
sonra bir derste
üst sınıflardan şuan neye benzediğini dahi hatırlamadığım bir çocuk
-demek derse geç kalmışım çok arkalardaydık ve ben de valizden hallice çantamı dökmüş bir şey arıyordum-
çakıyı gördü ve 'nası bir insan çakıyla dolaşır, ne yapacaksın ki ?' vs diye bana çıkışmaya başladı, aşağıladı da!!!
anlatmaya çalıştım baktım boş bakıyor bıraktım geçtim..
şimdi tekrar anlatmaya çalışayım, özgecan'ın ardından:
bu ülkede kadın cinayetleri akıl almaz boyutta arttı
ayşe paşalı, münevver karabulut, sinem yurdanur ve niceleri...
mesela az evvel kocasından dayak yeyip şikayetçi olan ve kamu davası açıldıktan sonra herifle barıştığı için bir çözüm arayan kadının cmk görevi geldi!!
harikaa...
siz bu kadar yontulmamış, bu kadar cani olmasanız, biz çakı taşımak zorunda hissetmezdik
siz bu kadar aşağılık olmasanız biz bu kadar katledilmezdik.
bitin artık
biran evvel bitin.
not: kendisi hatırlamaz ama alper tolga ' çakı nası tutulur bilion mu sen? bir şey olduğunda kendini koruyamazsan, sana saplarlar onu!' deyip bana çakıyı nasıl kullanmam gerektiğini tarif etmişti! her şeye rağmen neye maruz kaldığımızı, kalabileceğimizi bilen ve bizleri korumaya çalışan erkeklere de bin selam olsun
Etiketler:
ayşe paşalı,
çakı,
eskişehir,
izcilik,
kadın cinayetleri,
münevver karabulut,
sinem yurdanur,
vişnelik
3 Şubat 2015 Salı
jandarma beni dövecekmiş!!!
mesleği çok sevmediğimden olsa gerek meslekle ilgili yazmak pek hoşuma gitmiyor
ama bunu anlatayım istedim:
dün ofise nerden ezip tezip bana geldiğini daha ilk gördüğüm anda merak ettiğim bir abi(!) geldi.
başladı dereden tepeden anlatmaya,
önce işini anlattı, çoluğunu çocuğunu, yönlendirici soru sorup sadede gelmesini sağlamaya çalışmama hiç izin vermiyordu.
tamam, dedim içimden. psikolog tuğçe çıkacak şimdi içimden,
durum ona ihtiyaç duyuyor.
anlattıkça anlatıyordu ve nihayet erkek kardeşiyle ettiği kavgaya geldi sıra ve sonrasında dün gece arayan jandarmanın telefonuna.
ne yalan söyleyeyim saçma bir sevinç oluştu bende ana konuya geldik diye.
jandarmacağız telefonda bizim abiye 'yarın9-9.30 gibi gelmezsen zorla getiririz ' demiş.
bizimki de jandarmaya gitmeden evvel bu nedenle bana gelmiş.
jandarmanın kendisini çok feci döveceğini iddia ediyordu.
neden abi dedim, başka bir olay mı var çocukla aranda
yok, dedi. zorla götürecekmiş ya beni..
uzuun uzuuun ve birkaç kere zorla getirme'nin ne olduğunu anlattım ona,
sonra ilçe jandarma komutanlığını aradım,
bilgiyi aldım, anlattım
numaramı da verdim
yarın babamla gidiyim bari, dedi çıkarken..
bir iki saat geçti aradan
ama bunu anlatayım istedim:
dün ofise nerden ezip tezip bana geldiğini daha ilk gördüğüm anda merak ettiğim bir abi(!) geldi.
başladı dereden tepeden anlatmaya,
önce işini anlattı, çoluğunu çocuğunu, yönlendirici soru sorup sadede gelmesini sağlamaya çalışmama hiç izin vermiyordu.
tamam, dedim içimden. psikolog tuğçe çıkacak şimdi içimden,
durum ona ihtiyaç duyuyor.
anlattıkça anlatıyordu ve nihayet erkek kardeşiyle ettiği kavgaya geldi sıra ve sonrasında dün gece arayan jandarmanın telefonuna.
ne yalan söyleyeyim saçma bir sevinç oluştu bende ana konuya geldik diye.
jandarmacağız telefonda bizim abiye 'yarın9-9.30 gibi gelmezsen zorla getiririz ' demiş.
bizimki de jandarmaya gitmeden evvel bu nedenle bana gelmiş.
jandarmanın kendisini çok feci döveceğini iddia ediyordu.
neden abi dedim, başka bir olay mı var çocukla aranda
yok, dedi. zorla götürecekmiş ya beni..
uzuun uzuuun ve birkaç kere zorla getirme'nin ne olduğunu anlattım ona,
sonra ilçe jandarma komutanlığını aradım,
bilgiyi aldım, anlattım
numaramı da verdim
yarın babamla gidiyim bari, dedi çıkarken..
bir iki saat geçti aradan
köye gitmiş olacak ki
arkada birçok erkek sesi,kahve muhabbeti
abla, dedi
yarın beni dövceklermiş jandarmalar ,bunlar öyle diyor.
bak, dedim. yarın babanla git ama öyle bir şey olmayacak. olursa anında beni arayacaksın ve ben de avukat arkadaşlarımla geleceğim karakola.jandarmaları da şikayet ederiz kötü bişiy yaparlarsa, tamam mı?
tamam, dedi.
kendine iyi bak, hoşçakal. dedim kaparken.
bir daha gelmeyeceğini biliyorum.
çünkü bir İŞi yok.
ama şu var,
sokakta dolaşan ortalama bir türk insanı
çok kötü kalpli
biraz saf birini azıcık, üzüp korkutup KEYİFLENECEK kadar kötü
arkada birçok erkek sesi,kahve muhabbeti
abla, dedi
yarın beni dövceklermiş jandarmalar ,bunlar öyle diyor.
bak, dedim. yarın babanla git ama öyle bir şey olmayacak. olursa anında beni arayacaksın ve ben de avukat arkadaşlarımla geleceğim karakola.jandarmaları da şikayet ederiz kötü bişiy yaparlarsa, tamam mı?
tamam, dedi.
kendine iyi bak, hoşçakal. dedim kaparken.
bir daha gelmeyeceğini biliyorum.
çünkü bir İŞi yok.
ama şu var,
sokakta dolaşan ortalama bir türk insanı
çok kötü kalpli
biraz saf birini azıcık, üzüp korkutup KEYİFLENECEK kadar kötü
sevdiklerim bir arada
kafa'yı bu geçen aylardakinden daha mı çok sevdim ne?
kapaktaki kadın:aysel
zaten hayatımın idolü
bir de içindeki güzel süprizler
bu ayki sayıyı dadından yinmez kıldı
hele ki ofiste denk geldiğim 38. sayfa
( Bu sene kanal d'ye çok kızgın ve kırgınım. ama beni pek sallamıyor olsalar gerek zira bana artık hicran de'yi içindeki güzelim nadir sarıbacakla kaldırdılar...daha nicelerini tabi de ne yapayım be usta; ulan istanbul var o kanalda bir de tabi dört gözle beklediğim beş kardeş.. umarım başlayabilir beş kardeş.. neyse işte. kırgın ve kızgınım ya ben bu kanala dedim nasılsa bitirirler izleme tuğçe ama poyraz karayel'in fragmanları vsleri dayanamadım izledim.ve şu harika sahne belleğime kazınmıştı,kafada rastladım. mest oldum. ellerine, gönüllerine sağlık senaristlerin: ethem özışık, ertan kurtulan )
işte size 38. sayfa:
Yaz...
Ülkemiz: 3 tarafı denizlerle çevrili içi yalnızlıklarla dolu bir kara parçasıdır. Ekonomimiz: Antalya'da portakal, Afyon'da sucuk, İzmit'te pişmaniye üretip bunları bir türlü kimseye satamayız.
Fransa'dan aydınlarımız için bunalım, futbolseverler için Güney Afrika'dan stoper ve Rusya'dan 1.80 üzeri gelinler ithal edip, bütün bunlar ülkemiz senaristleri tarafından televizyon dizilerine dönüştürülüp Araplara satılır.Ayrıca ülkemizde yazlar sıcak ve ter kokulu,kışlar ise soğuk ve yalnız geçer. Hem de çok yalnız geçer be İsa!
Ve ülkemizde en gelişmiş spor dalı karşılıksız sevmektir. Karşılıklı sevmeyi bir türlü beceremediğimizden dolayı az gelişmiş ülkeler seviyesinde kalırız. Halbuki batılı gelişmiş ülkelerde insanlar birbirlerini karşılıklı severler.
İsa: Poyraz abi.. Sen hiç aşık oldun mu?
Poyraz: Hayır ama bir kere omzumdan vuruldum...
İsa: Ne alaka şimdi?
Poyraz: İkisi de çok acı veren şeyler, boşver büyüyünce anlarsın...
ha bir de sağol kafa iyi ki varsın
kapaktaki kadın:aysel
zaten hayatımın idolü
bir de içindeki güzel süprizler
bu ayki sayıyı dadından yinmez kıldı
hele ki ofiste denk geldiğim 38. sayfa
( Bu sene kanal d'ye çok kızgın ve kırgınım. ama beni pek sallamıyor olsalar gerek zira bana artık hicran de'yi içindeki güzelim nadir sarıbacakla kaldırdılar...daha nicelerini tabi de ne yapayım be usta; ulan istanbul var o kanalda bir de tabi dört gözle beklediğim beş kardeş.. umarım başlayabilir beş kardeş.. neyse işte. kırgın ve kızgınım ya ben bu kanala dedim nasılsa bitirirler izleme tuğçe ama poyraz karayel'in fragmanları vsleri dayanamadım izledim.ve şu harika sahne belleğime kazınmıştı,kafada rastladım. mest oldum. ellerine, gönüllerine sağlık senaristlerin: ethem özışık, ertan kurtulan )
işte size 38. sayfa:
fotoğrafa bir şey olma ihtimaline karşı bir şunu yapayım şuraya da açıp açıp okurum:
Poyraz'ı üst komşusunun oğlu İsa, ödevini yapmak için ziyaret eder. Ödevi ise 'Ülkemiz ve Ekonomimiz'dir. Poyraz, İsa'ya ülkemizi şöyle anlatır:Yaz...
Ülkemiz: 3 tarafı denizlerle çevrili içi yalnızlıklarla dolu bir kara parçasıdır. Ekonomimiz: Antalya'da portakal, Afyon'da sucuk, İzmit'te pişmaniye üretip bunları bir türlü kimseye satamayız.
Fransa'dan aydınlarımız için bunalım, futbolseverler için Güney Afrika'dan stoper ve Rusya'dan 1.80 üzeri gelinler ithal edip, bütün bunlar ülkemiz senaristleri tarafından televizyon dizilerine dönüştürülüp Araplara satılır.Ayrıca ülkemizde yazlar sıcak ve ter kokulu,kışlar ise soğuk ve yalnız geçer. Hem de çok yalnız geçer be İsa!
Ve ülkemizde en gelişmiş spor dalı karşılıksız sevmektir. Karşılıklı sevmeyi bir türlü beceremediğimizden dolayı az gelişmiş ülkeler seviyesinde kalırız. Halbuki batılı gelişmiş ülkelerde insanlar birbirlerini karşılıklı severler.
İsa: Poyraz abi.. Sen hiç aşık oldun mu?
Poyraz: Hayır ama bir kere omzumdan vuruldum...
İsa: Ne alaka şimdi?
Poyraz: İkisi de çok acı veren şeyler, boşver büyüyünce anlarsın...
ha bir de sağol kafa iyi ki varsın
bir dal subliminal alalım bizim çocuğa
birkaç gün evvel
okuması kolay diye
posta gazetesi almış teyzem eve!!
aa o da ne içinden bir öykü kitabı düştü gazetenin: Küçük kız ve ayı ailesi
baktım 7-8 sayfa koccaman da yazıları var:anane sen oku bunu
bu senin için
:) tamam dedi tatlışkom ve ben çıktım odadan
günler sonra salonda sürünen kitabı elime aldığımda ananem
'ben okudum, güzeldi !!!' dedi
merak ettim, ümitsizce.
açtım okudum.
sıradan ve bence saçma sapan...
neden çocuklara bunları reva görüyoruz ki!!
neyse asıl takıldığım ve belki de asla takılmamam gereken konu,
kitaptaki sayfaların içinde anne ayının kırmızı başörtüsü!!
subliminal derken derken ben de paranoyaklaşmış olabilirim tabi ama
8 sayfalık çocuk kitabında bir tek anne ayının üzerinde doğada olmayan bir şey var
o da baş örtüsü
-kusuruma bakmayın-
çok masum bulmadım demek biraz haksızlık olabilir belki, ama
baya baya gereksiz buldum.
20 Ocak 2015 Salı
beni adım günah
Murat Güloğlu'nun bu kitabını da anneme bir yolculuk dönüşü hediye diye getirmiştim.
(bu izmir dönüşü, evvelki eskişehir dönüşü idi!)
anneme, dikkatinizi çekerim!
pek sever kendilerini.
neyse gel zaman git zaman bakıyorum ayraç hiç ilerlemiyor
anne dedim noldu
diğerini hemen okumuştun?
-amaan bi sevişmek bi sevişmek sıkıldım okumıycam, dedi
şaşırdım.
e neden böyle dedi bu hatun acaba diye düşünmekten
kitaba olan merakım arttı.
neyse ilk fırsatta da aldım alime okudum.
ekranda izlerken kimilerinin çok şımarıkça bulduğu tavırlarını, samimi bulduğum bu adamın yazı dili samimiyeti fazla kaçırmaktan sanırım yavan geldi bana
akmadı kitap (ki baya da kalın)
sevişme kısımlarına takılmadım ama
nermin bezmen daha nicelerini nasıl anlatmıştı ve annecağızım hiç sıkılmadan okumuştu diye düşündüm
usta kalem olmak bu kadar fark gerektiriyor belki de!
başlangıç için 'fena değil' diyebilirim yazar adına, basım nedeni ile bir iki yerde hata gördüysem de kitapta hatalı denebilecek pek bir şey yoktu.
kitap kapağı harikaydı.(kapak tasarımını yapan begüm çiçekçi sağolsun)
kitabın son demlerinde yazarın kendi adının geçtiği kısım beni gülümsetti :)
sizi bu kitabı okumak konusunda yüreklendirici hiçbir şey söyleyemem
dahası bir sonraki kitabı için kendi kendime iyi telkin yapmaya ihtiyacım var
ama bittabi ki takip edeceğim bu adamı
not:gözümün önünde selim olarak kendi canlandığı ve fakat kadınlara dair gözümü kapadığımda bir görsel oluşturamadığım için de yavan geçti kitap benim için sanırım. bir dahakine kendine daha az benzetilebilecek karakterlerle karşımıza çıkar umarım
Etiketler:
alfa kitap,
begüm çiçekçi,
benim adım günah,
bodrum,
çalar saaat,
ege kasabası,
fox tv,
güzel kitapkapağı,
haftasonu,
ilk,
kırmızı,
merve hasman,
murat güloğlu
6 Ocak 2015 Salı
gene de
herkes uyanmış ülkenin bir yerlerinde
bahçesi vs kar altında...
ben uyandığımda ananem
hasan dağı ile ak sivrinin tepesi beyaz gözüküyor, kar yağmış diye seviniyordu
burası muğla milas
altın çukurum
burada ancak böyle
olsun gene de sevindik be ağbi
bahçesi vs kar altında...
ben uyandığımda ananem
hasan dağı ile ak sivrinin tepesi beyaz gözüküyor, kar yağmış diye seviniyordu
burası muğla milas
altın çukurum
burada ancak böyle
olsun gene de sevindik be ağbi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)