1 Ekim 2013 Salı

yağmur yağınca

Kafamın üstündeki sarı ampul ve karşımdaki
pencereden izlediğim yağmur
eylüldeki birkaç damlayı saymazsak
yağmur ilk kez geldi
tozları dindirecek kadar yağacak mı emin değilim
Nilgün abla’nın sevgililer günü hediyesi olan
ve üzerinde öpüşen iki güvercin bulunan kupamdan sıcak çikolatamı yudumluyorum
ve yağmuru seyrediyorum
karşımda sazlık ve dağlar
ne güzel yerdeyim ben diyorum
masamın tam üstünde sarı bir ampul,
tıpkı esi zamanlarımdaki gibi
yüzümde bir tebessüm
bugün hayal perdesinin okumayı planladığım sayısını bitirdim
freud’a döneceğim ama
içimden geldiği üzere şuan klavyenin başındayım
koltuğumu indirdim ve yazıyorum
yağmuru seyrediyorum bir yandan da
çakan şimşeği göremediğimden gök gürültüsünden korkuyorum
bu sefer gülümseyerek suyumdan bir yudum alıyorum
ayağa kalkıp turuncun dallarındaki tozların akışını izlemek istiyorum
güzel şeyler bunlar
ben yazmak istedim
sen oku istedim
sevgili okur
hoşça kal  saat 14.18



ve yaklaşık 45 dakika sonra
birkaç hafta evvel kıyasıya tartıştığım üst komşum geldi ve depoyu su basıyor dedi
ve yağmur altında bir ton hengame
kısacası keyfimin içine mıçıldı
miço gibi oldu ama öyle bugün kısmi sansürdeyim zira
belediyeciliğimize ve benzer şeylere sövebilirim ama
ben en kestirmeden kahrolsun alt yapı sorunu bir türlü çözülmemiş memleketim
her yağmurda şehir merkezi venedikten hallice olan memleketim
diyorum


alın lan işte alın

bir sonbahar keyfi yazısı yazacaktımilla bılaştırdınız beni
bu kamusal yönetim işlerine
cık cık ve son bir kez daha cık 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bol keseden savurma,acıtır!!!