dün akyaka turnalı arabasındaydım.
yol üstündeki köylerden birinden bir dede bir nine ve iki torun bindi
komşularının lise çağlarındaki oğlu ve onun minik kardeşiylebirlikte.
nineyi ömrümce unutmayacağım;
babanem rahmetli gibiydi saçları
uzun ve kınalı.
ince ince örmüş ve örüklerini başının üstüne doğru getirmiş ve saçlar yandan öne sarkıyor.
tel tel saçlar, hani romanlardaki gibi...
dedede kahverengi fötr kırmızı gömlek
her yer dolu olmasına rağmen rahatsız olmayayım diye ''oturabilir miyim kızım ?'' diye sorup otururken''iyi günler'' diyen fötrlü dede.
sonra
ilerden bir köyden de kızları ile onun iki çocuğunu da aldılar
denizi görünce yanlarındaki büyüklerin kızmasından korkarak kalkıp kalkıp denize bakan sonra sessizce oturan çocuklar
ya akraba olduklarını söylemeseler dahi anlardım o eski türklere dair resimlerdeki gözler hep aynıydı ,hepsinde aynıydı.
çok çok çok tatlıydılar
içimden sürekli dua ettim nazar değmesin diye ve
şunu da eklemeliyim
yeşil fosforlu tokasıyla saçının önünü alnına doğru toplayıp sonra o saçları gözlerinden çekmek için mandal pembe tokayla onu geri bastırmış pembe mayolu kız seni çok sevdim.
çok tanıdık geldin bana, 7 -8 yaşında ketendere'den milasa düşen kıza benzettim seni
sevdim işte çok sevdim
ve ah o turuncu örgülü uzun saçlar.
Allah nazardan saklasın sizi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
bol keseden savurma,acıtır!!!