23 Temmuz 2012 Pazartesi
bağışla onları
sahildeki minik kitapçıdaydım ve
her yer vampir ve kişisel gelişim kitaplarıyla doluydu
vaktim çok değil, dedim kendi kendime
bunlarla vakit harcayamam.
ve sol kenarda eski kaplarıyla bilgi yayınevinin kitaplarını gördüm.
belki de en genci benle yaşıttır diye düşündüm.
ve adam hemen yanımda bitti;
sizin yaşınızdakiler bunlara pek bakmaz, dedi.
ben kitap okurum, dedim.
ve kandım, kitaplara gene.
7 kitap aldım 40 lira verdim!!!
bir ara annem hani bir tane alcaktın deyip
gözlerini belertti ama,olsun.
ve şimdi
yani demin o kitaplardan birini bitirdim:
tarık dursun k (kakınç) 'ın bağışla onları kitabı.
bazı yerlerinde bağlantı hataları vardı bence kitabın,
anlatıcıların anlattıklarıyla yazarın araya girişleri bazı yerlerde birbirlerine girmişti.
ama sevdim kitabı ve
acaba kimin hayatı dedim bitirdiğimde.
yazdım google'a pek sonuç bulamadım kitap satışı sayfalarından başka
ama öğrendim ki bu kitap muhsin ertuğrul'un hayatıymış.
pek güzel bir tarihe de ışık tutuyor,
okusun herkes.
hey sahneye çıkanlar, çıkma hayali kuranlar
bence ilk siz okuyun.
not: resim şuradan alındı
http://www.tulumba.com/mmTULUMBA/Images/bk/zBK982629IA088_250.jpg
Etiketler:
bağışla onları,
bilgi yayınevi,
muhsin ertuğrul'un hayatı,
tarık dursun k
20 Temmuz 2012 Cuma
bir aile vardı
dün akyaka turnalı arabasındaydım.
yol üstündeki köylerden birinden bir dede bir nine ve iki torun bindi
komşularının lise çağlarındaki oğlu ve onun minik kardeşiylebirlikte.
nineyi ömrümce unutmayacağım;
babanem rahmetli gibiydi saçları
uzun ve kınalı.
ince ince örmüş ve örüklerini başının üstüne doğru getirmiş ve saçlar yandan öne sarkıyor.
tel tel saçlar, hani romanlardaki gibi...
dedede kahverengi fötr kırmızı gömlek
her yer dolu olmasına rağmen rahatsız olmayayım diye ''oturabilir miyim kızım ?'' diye sorup otururken''iyi günler'' diyen fötrlü dede.
sonra
ilerden bir köyden de kızları ile onun iki çocuğunu da aldılar
denizi görünce yanlarındaki büyüklerin kızmasından korkarak kalkıp kalkıp denize bakan sonra sessizce oturan çocuklar
ya akraba olduklarını söylemeseler dahi anlardım o eski türklere dair resimlerdeki gözler hep aynıydı ,hepsinde aynıydı.
çok çok çok tatlıydılar
içimden sürekli dua ettim nazar değmesin diye ve
şunu da eklemeliyim
yeşil fosforlu tokasıyla saçının önünü alnına doğru toplayıp sonra o saçları gözlerinden çekmek için mandal pembe tokayla onu geri bastırmış pembe mayolu kız seni çok sevdim.
çok tanıdık geldin bana, 7 -8 yaşında ketendere'den milasa düşen kıza benzettim seni
sevdim işte çok sevdim
ve ah o turuncu örgülü uzun saçlar.
Allah nazardan saklasın sizi
yol üstündeki köylerden birinden bir dede bir nine ve iki torun bindi
komşularının lise çağlarındaki oğlu ve onun minik kardeşiylebirlikte.
nineyi ömrümce unutmayacağım;
babanem rahmetli gibiydi saçları
uzun ve kınalı.
ince ince örmüş ve örüklerini başının üstüne doğru getirmiş ve saçlar yandan öne sarkıyor.
tel tel saçlar, hani romanlardaki gibi...
dedede kahverengi fötr kırmızı gömlek
her yer dolu olmasına rağmen rahatsız olmayayım diye ''oturabilir miyim kızım ?'' diye sorup otururken''iyi günler'' diyen fötrlü dede.
sonra
ilerden bir köyden de kızları ile onun iki çocuğunu da aldılar
denizi görünce yanlarındaki büyüklerin kızmasından korkarak kalkıp kalkıp denize bakan sonra sessizce oturan çocuklar
ya akraba olduklarını söylemeseler dahi anlardım o eski türklere dair resimlerdeki gözler hep aynıydı ,hepsinde aynıydı.
çok çok çok tatlıydılar
içimden sürekli dua ettim nazar değmesin diye ve
şunu da eklemeliyim
yeşil fosforlu tokasıyla saçının önünü alnına doğru toplayıp sonra o saçları gözlerinden çekmek için mandal pembe tokayla onu geri bastırmış pembe mayolu kız seni çok sevdim.
çok tanıdık geldin bana, 7 -8 yaşında ketendere'den milasa düşen kıza benzettim seni
sevdim işte çok sevdim
ve ah o turuncu örgülü uzun saçlar.
Allah nazardan saklasın sizi
12 Temmuz 2012 Perşembe
kafam yandı
aklıma geldi lan
geçen gün sahilde koşa koşa yanıma gelip yanıbaşıma tüneyerek
ben taşlara yatmış çocuklarla kıyıda oynuodum da ondan tüneyerek
lütfen 'li rica'lı cümller kurarak benden çocukların oynadığı makarnayı istedi;verdim makarnayı tabi ki
sonra biz gitmeye yakın amaaan dursun bu onlarda
şimdilik
az alpin orda oturuyum çıktıklarında verirler dediydim ama
hazırlandığımızı görünce çıkıp
makarnayı da arkamızdaki şezlonga bıraktılar
oha lan ,
kimden aldıklarını hatırlamadıkları yetmiyormuş gibi ki bence öyle tesadüfen bıraktılar, biz olduğumuzu hatırlasalar bize bırakırlardı(dimi?)
hayır ordaki şezlongta oturanlara da teşekkürler hacu baaaaaabında bişiy demediler
iyi mi?
ne enteresan insanlar var lan!!!
erişene dek yalvarıp sonra çimçikin olan kılyumağı gördüm lan ben ören yalıda
o da insan ben de insan
o deil de neden orda bozmadıysam şimdi kustu beyin a işte al
kırdın kırdın
geçen gün sahilde koşa koşa yanıma gelip yanıbaşıma tüneyerek
ben taşlara yatmış çocuklarla kıyıda oynuodum da ondan tüneyerek
lütfen 'li rica'lı cümller kurarak benden çocukların oynadığı makarnayı istedi;verdim makarnayı tabi ki
sonra biz gitmeye yakın amaaan dursun bu onlarda
şimdilik
az alpin orda oturuyum çıktıklarında verirler dediydim ama
hazırlandığımızı görünce çıkıp
makarnayı da arkamızdaki şezlonga bıraktılar
oha lan ,
kimden aldıklarını hatırlamadıkları yetmiyormuş gibi ki bence öyle tesadüfen bıraktılar, biz olduğumuzu hatırlasalar bize bırakırlardı(dimi?)
hayır ordaki şezlongta oturanlara da teşekkürler hacu baaaaaabında bişiy demediler
iyi mi?
ne enteresan insanlar var lan!!!
erişene dek yalvarıp sonra çimçikin olan kılyumağı gördüm lan ben ören yalıda
o da insan ben de insan
o deil de neden orda bozmadıysam şimdi kustu beyin a işte al
kırdın kırdın
Etiketler:
deniz makarnası,
deniz makarnası hacılamak,
kafam yandı
3 Temmuz 2012 Salı
Veda
Biliyorum hayatımdaki en büyük hatam olacak
Gitmek istedi gitti noktasında olmadığımızı,
bizi bu noktaya getiren dinamikleri
her şeyi biliyorum.
Farkındayım.
Ama yenilir yutulur şeyler de değil bunlar.
Gözlerimden sürekli yaşlar boşanıyor,
hatırıma hep eskiler geliyor.
Zaten yeni yok bizde,her şey eski.
Ben inanmıştım ve şu var ki hep şu kelimeleri tekrarlamaktaydı dudaklarım:
EGE,DENİZ,KARYA,EFE ve tabiki İZMİR.
Her şeye kocaman bir veda benden.
Yüzüğüm elimde,pamuğum da
yanıbaşımda,kırmızı tişörtünün üstündeki sarı boncuklu nazarboncuğuyla.
Hayat durdu.
Pamuk gitti,hayat durdu.
Kırmızı kaplı deftere koşuyorum.
Veda
Gitmek istedi gitti noktasında olmadığımızı,
bizi bu noktaya getiren dinamikleri
her şeyi biliyorum.
Farkındayım.
Ama yenilir yutulur şeyler de değil bunlar.
Gözlerimden sürekli yaşlar boşanıyor,
hatırıma hep eskiler geliyor.
Zaten yeni yok bizde,her şey eski.
Ben inanmıştım ve şu var ki hep şu kelimeleri tekrarlamaktaydı dudaklarım:
EGE,DENİZ,KARYA,EFE ve tabiki İZMİR.
Her şeye kocaman bir veda benden.
Yüzüğüm elimde,pamuğum da
yanıbaşımda,kırmızı tişörtünün üstündeki sarı boncuklu nazarboncuğuyla.
Hayat durdu.
Pamuk gitti,hayat durdu.
Kırmızı kaplı deftere koşuyorum.
Veda
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)