14 Şubat 2011 Pazartesi

anırta anırta


ağzımın içi kan dolu, neredeyse 5 dakkada bir gidip tükürüyorum..
kök kalmıştı sadece,diş kırılınca ve
sadece o kök bir saatten fazla süre o koltukta yatmama sebep oldu..
oydu halil bey üçe ayırıp(!) kökü..
canım da yanıyor şu sıra,ağrı kesicinin etkisi geçiyor herhal yavaş yavaş
en az 4-5 saat bişi yemesin iltihap falan fasarya die
bi ton açıklama yaptı doktor-dişçi..
eve dar attım kendimi..
anca 3 saat geçti ve çok acıktım,canım yanıyor..
kendimi öylesine-ölesiye kasmışım ki her yanım ağrıyor..
babiş,ooraş bakalım çıkarabilcen mi parmağımı dediydi de
eve gelince gülerek amma sıktı bi de tırnakladı dedi..
annem zaten bembeyaz izledi her anı,değil tabi..
bi ara kaçtı gitti nihal yengeme:)
şimdi evdeyim..
su içebileceğim saatin gelmesini bekliyorum..
ağzım kan dolu,aslında bugün burada
paraşütle altında not olan bi bezle gözümün önünde uçan birini anlatcaktım ama keyfim kalmadı
dişimdeki ilaç nedeniyle ağzımda kanla karışık karanfil tadı..
her sene bu dönemlerde bi ameliyat geçirmeyi adet edindim heralde..geçen sene 15 mart şimdi 14 şubat ve ne ilginç ki 31 aralık gününü de hastanede geçirmiştim..
ne özel,ne güzel günler...
hay bin kunduz..

ve aklımda şu dize:kadınlar doğurdu beni bağıra bağıra ,yine onlar öldürecekler beni aşktan bağırta bağırta..
biraz deformasyondan zarar çıkmaz-affet beni CAN BABA- :safiş doğurdu beni ağlaya ağlaya,ve birgün bir dişçi öldürecek beni korkudan anırta anırta

12 Şubat 2011 Cumartesi

koşarken kalbim ağrıdı

neler oluyor,nasıl oluyor anlamıyorum..
sadece kaçma isteği var,önleyemediğim denli büyük
kaçıp gitmek ve bırakmak seni-her şeyi ardımda..
neden bilmiyorum ben hep böyleyim,öbür türlüsü gelmiyor elimden

ben üzülmem sen üzülürsün,zor olanı mı başarmak istiyorsun
neden mutlu olmayı düşünmüyorsun... diyorsun

bir cevabım yok,hiçbir zaman olmadı zaten..
gitmek isteği hasıl oldu mu bana,giderim..
seni üzdüğümün farkındayım,ben de bundan haz alıyor değilim..
sadece gitmek istiyorum..

bilmem belki..
bilmiyorum belki de belkisi yok..

korkularımla yüzleşemiyorum,gidiyorum..
hoşçakal ve bil ki seni seviyorum,hem de çok..
bilmediğim bir sevgiyle seviyorum:
bir dostu,kardeşi,abiyi,sevgiliyi,yol arkadaşını,çocuğunu ... sever gibi
bu tam olarak nasıl oluyor bilmiyorum,ama seviyorum..
ve hangisinin ağır bastığını bilmediğim zamanlarda daha çok korkuyorum,seni üzmekten
ve artık susuyorum..
soru sorma,hiçbir cevabım yok
gidiyorum,ve bil ki:seni seviyorum

10 Şubat 2011 Perşembe

bi sarı bi kırmızı bonibon


ailecek şubatın ortasındaki güneşin keyfindeydik
naci abi'nin demlediği çaydan yudumluyorduk sıcak sıcak..
nuri abi'nin oradaki neneyle sohbet etmeye yanına gitti de annem,
güzel ninem bırakmadı annemi az daha otur,az daha diye diye
95 yaşındaymış,sürekli Elazığ'ı övüyor,özlemiş memleketini
ee nerdeyse bir yıldır Ören'de
yakında gidecek kim bilir belki bir daha göremem onu..

biraz kalabalıklamış oturuken biz mekanda-mekan deyince de...-
naci abi bi koşu içeri gitti,elinde sarı kırmızı bonibonlarla(!) geldi,
bir bardak da su doldurmuş,nineye götürüyor..
bize gösterdi çaktırmadan,nine aldı bonibonları-ilaçları
ve suyla yavaş yavaş içti ilaçlarını

naci abi geldi yanımıza,hasta değil ama ilaç ilaç diye tutturuyor ablam ,napcaz dedi?
sesi en güzel volümündeydi ve yaptıklarında kötü bir şey yoktu ama hüzünlendim..
ananemler deli bilmem kimi anlattılar,onu da kızı kandırırmış bu yöntemle
ve sonra nine
güneşten daha çok istifade etmek için sandalyesini bize doğru kaydırdı,hatta
annemi kaldırdı yerinden:)
sonra da bize şey dedi:
Allah naci'den razı olsun,ilaçlarımı getiriyor günde bi kere onlar iyi geliyor ayaklarıma..
gülelim mi napalım bilemedik..
annem naci abiye birer birer versene,sabah-akşam dedi,
naci abiyse yok ikisi aynı anda,biri bi ayağa diğeri öbürüne deyince
hepimiz iyice nene korkumuzu bi kenara bırakıp güldük..

napsın ninem,o niyetle içince iyi geliyor demek ki
insan psikolojisi buna da kadir demek!!
bi sarı bi kırmızı bonibona bakıyor ayak ağrısı

eni konu tesirli ilaçlar işte ...

9 Şubat 2011 Çarşamba

süleyman sülüüükkkk:p

muhteşem yüzyılı izlerken birden
şunu ünlemeye başladım:
süleyman sülük,iki torba bülük
süleyman sülük,iki torba bülük...
sonra da bir kahkaha koyverdim
vardı gitti

bu sözler beni çocukluğuma götürdü gitti..
köydeki çocuklardan öğrenmiştim de evde söyleyince ananemin yüzünü kızartmış,
tepesinin tasını attırmıştım

öbek öbek katarsis bulutunun altındayım,eziliyorum ve
gülmekten ölüyorum şu diziyi izlerken
millette çağrışanlara bak,bi de bendekilere bak
süleyman sülüükk,iki torba büüülükk

6 Şubat 2011 Pazar

başın sağolsun değil,emir Allah'ın


inanmıyorum,diye bi haykırış
dillendi benden
sabahın köründe alt yazıyı okuyunca
annem algılayamadı önce,baktı bi süre
sonra tuh tuh tuhlandı
defne ölmüş..

karakızı severdim,alışveriş
merkezlerinde dolanarak insanlara sorular sorduğu
yarışmadan sonra,daha bi sevmiştim

son yarışmasındaki enerjisini izlerken sürekli ağzım kulaklarımdaydı ve
yazık ya bu abla türkiye'de kendine uygun makyaj malzemesini
ne zor buluyordur diye dertlendim..

şok oldum,üzüldüm öldüğünü okuyunca..
neden bilmem,çocukluğumdan beri bu denli sevdiğim
iki insanı taşıdım hayatımda,
saçma sapan bi şekilde onlara karşı hissettiklerimi eş tuttum:
defne joy foster ve toprak sergen(Toprak'a Allah uzun ömürler versin.Amin.)
çok üzüldüm severdim hatunu hiçbi şeyim olmamasına rağmen sevdiklerimdendi
ki bilenler bilir ben pek insan sevmem,
bu ablayı sevmem ilginçti işte(benim açımdan)
bi şeyler yazayım dedim ilk gün sonra,bırak hatun yazma dedim kendime..
onur bayraktar 'ın ölümünde hissettiklerim gene peyda oldu

karakız gideli çok oldu ya yazılmamalıydı bu yazı belki ama
yazıldı ,çünkü
asıl yazılmaması gereken yazıyı(LARı)
işaret etmek istedi kadın başım,kırgın-özgür-feminist ruhum
nasıl adlandırılırsa adlandırılsın düşündüklerim-hissettiklerim
söylemek istediğim son bir şey var bu hususta:
üstüne vazife olmayan her bokta saatlerce yorum yaparsın da bu konu senin haddine miydi ulan hıncal uluç
sana ne ulan sa-na-neeee


yüreğin en dibinden bir not:minik bebe de annesi gibi olur inşallah ve mekanın cennet olsun d.j.f.
umarım bu kötü kelamları işitmediğin bir yerdesindir..