mesut yar'ın Kanbolat görkem ve celil nalçakan'lı bölümünü izledim az evvel internetten
mesut yar'a bazen,konukları sevdiğim insanlarsa, dayanabiliyorum.
neyse konu bu değil.
programın başında bir yerlerde celil nalçakan ,çocukluğunda onun da annesi öğretmen, üst koşuya anne, annesine sema yenge dediğinden bahsetti.
pek tanıdık geldi:D
zaten yıllar evvel Eşref hoca
öğretmen çocukları, öğretmen çocuklarıyla çok iyi anlaşır dikkat et bak demişti
hep yaşadım bunu.
bu tanıdık öykünün bendeki payı ise şöyle:
anne- baba kars-tuzluca-üçkaya köyünde öğretmenler
-o zaman kars ve ığdır bir arada..(gereksiz detay:P)-
ben doğmuşum kışın ortasında
pek minikken annem bakmış da sonrasında getirmişler beni sıcacık muğlama
anneannem ve tatlış dedemle yaşamışım.
ama ne yaşamak...
dayıcığımın o güzel evi ile evlerimiz karşılıklıydı
-ne güzel sokaktın sen zahire pazarı-
ben tabi
tolga abimle, sadikeyle ve vahitle büyümüşüm(3-3,5 yaşına kadar)
tatillerde gelen anne babayı ne kadar az gördüysem
karşı evde
dayıma sürekli baba, yengeme anne diyen çocukları gördükçe yengem anne,
dayım da baba olmuş.
e tabi ananem de buna epey bozulmuş!
hatırlamıyorum, ama vakidir
'o yengen, o dayın, anne demeyeceksin' diye ezber geçmiş bana
bir müddet sonra, ebeveynleri de daha sık gördükçe herhalde
dayıma dayı demeye başlamışım ve fakat
yengem
yengeanne olarak kaldı bende
milletin teyzeannesi olur benimki yengeanne
...
yıllar sonra bu güzel anları hatırlamama vesile oldun programda anlattıklarınla abicim
eyvallah...
sevimyengeye selamlar
yengeanneme de tabi:D
30 Mart 2015 Pazartesi
23 Mart 2015 Pazartesi
18 Mart 2015 Çarşamba
kırlangıçlarım gelmiş
sabah daha ofise giremeden merdivenlerde gördüğüm bu b.klar dikkatimi çektiydi
pek anlam verememiştim. dedim, sonra silerim viledayla...
sonra, yani demin, yemek siparişi vermeye bir çıktıydım
geçen yılki yuvadan bir kırlangıç bana bakıyor:D:D:D
yuppiii kırlangıçlarım gelmiş,
bu sevinçli haberi deonlar sanırım merdivenlerime baştan başa pisleyerek kutlamışlar
ben de yazarak kutlayayım dedim:D
13 Mart 2015 Cuma
mahalleden arkadaşlar
d&r'ın bilmem kaç liranın üstündeki siparişlerde kargo bedava vırttırısına kapılıp bir dünya sipariş vermiş ve parçalı kargo, 'ürününüz temin ediliyor' vs ile yüz yüze kalmış biri olarak , selçuk'un bu kitabı hangi paketteydi bilemiyorum. (hee selçuk, bizim selçuk!) neyse, kitabın varlığını ilk gördüğümden beri, okuyasım vardı. az evvel de bitirdim. pek hoşuma gitti. en çok da annesi ile ilgili anlattıklarına güldüm. doksanlarda çocukluğu geçmiş şanslı kuşağa mensup biri olarak keyifle okudum kitabı,elbette.
kitap 'ferhan şensoy'un üvey kitabı' imiş. kesinlikle, öyle kokuyor zaten.
benim kadar sarı(sarı+turuncu) renkten nefret eden çok az insan bilirim etrafımda. ki bizlerin(!)'bu memlekette taksiler neden sarı laann?' diye bir isyanımız dahi vardır. ona rağmen yılmadan okudum abi kitabı:D
bir de kitabın tüm telif geliri Koruncuk'a imiş. güzel adamlar hep güzel vesselam.
9 Mart 2015 Pazartesi
baskerville'lerin köpeği
Yazan: Arthur Conan Doyle
Çeviren: Ender Gürol
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İŞ ÇOCUK KÜTÜPHANESİ
(Orjinal dilinden, kısaltılmamış çeviri)
Kipa'dan aldım bu kitabı geçenlerde. Birkaç çocuk kitabıyla beraber. Okuduğum ilk Sherlock Holmes kitabıydı. Farklıydı. İzlediklerimden farklı fakat çok hoştu. Çocuk kitabı yaftasının yanında bir yetişkin olarak beni(!) sıkmadı kitap.Sevgili yetişkinler, sşz de okuyun ve pek tabi ki çocuklarınız da okusun. Üstelik 3TL.
(Sanki bana reklam yazısı yazdırmışlar gibi oldu ama vallahi müesseseden değilim!Hem ben kimim de bana yazdıracaklar ayol!!!)
NOT: Fosfor hoş bir şey
beyoğlu rapsodisi
Erkek arkadaşımın en sevdiği Ahmet Ümit kitaplarından biri: Beyoğlu rapsodisi.Uzun bir merak dönemimin ardından, en sonunda, geçenlerde okudum, bitirdim. Kitap elimde bir müddet süründü. Cep kitaplarında hep aynı sıkıntıyı yaşıyorum sanırım. Okuyamıyor, süründürüyorum.
Sultan'ı öldürmekten sonra okuduğum ikinci Ahmet Ümit kitabı. İki kitabı kıyasladığımda, birbirinden tamamen farklı tarzlarda kitaplardı ama ikisini de sevdim. Sultanı öldürmek tabi ki benim için daha farklıydı.Beni daha tetikte tutan,daha hızlı akan bir kitaptı.
Ahmet Ümit'e neden 'Beyoğlu/İstanbul piçi' dendiğini bu kitabı okurken daha net anladım.( Ahmet abi kızma' o piç, o piç değil!)
Öyle işte, okuyun. Siz de seversiniz.. Hem eğer sevmezseniz de Diane Arbus'u ve Nizholas Flamel'i öğrenmiş olursunuz. İyi günler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)