hepsi bu kadarcık!!!

çok şey istemiyorum hayattan:
pamuk olsun ve tabi
ege,izmir,efe ve  karya'yı da istiyorum her daim yanımda
aileyi zaten söylemiyorum..
e birkaç eski dost da oldu mu tamam

sonra bir fernando botero angulo resmi sahibi olmak istiyorum..

günseli kato'nuun eserlerinden bir parçacık salonumda dursun
alarmının hemen üstünde

sonra erdal beşikçioğlu'nu izleyelim sahnede bir delinin hatıra defterini hala oynarken

bir at bineyim ama ananem ve köroğlu gibi olalım!!!

ve bir de mezeci açayım şöyle en miniğinden

ama en benimmmm olanından kitabım olsun bir tane masalarında
içi dışı kırmızı

ve kapısında her renk kedi olsun evimin

içerde de bir çinçilla bembeyaz

hep deniz olsun yaşadığım yerlerde

kırmızı olsun tüm ojeler ve mavi olsun tüm saçlar

bomonti olsun biramız

ve bir gs- fb derbisi izleyeyim artık
o değil de el classico da lazım ama nou camp'ta



çok da şey istemiyorum hayatta ölmeden aurora borealis görürsem eğer
tüm dünyayı gezme sevdamdan vaz da geçebilirim
bilmem belki de geçmem

ben sadece burada yazdıklarım olsun istiyorum
o nedenle tarihe bir not düşeyim dedim
zira kendimi çok sevmeme rağmem
tembelliğimi de biliyorum
yapmazsam eğer bunları
bari bir yazım olsun elimde istedim
işte hepsi bu

elim ayağım buza kesti
ne yapsam nerelere sığsam nerelere sığınsam bilmiyorum
meraktayım ama çok da kötücül düşünmemeye çalışıyorum
çağırmayacağım
            mamaya çalışacağım
ama korkuyorum ve de merak ediyorum
ne de olsa bugün birinci hafta ve ilk defa 2 gün üst üste konuşmadığımız bir zaman dilimi oldu hayatımızda
allah fazlasından esirgesin
seni çoooooooooooookkkk seviyorum aşkım

dünyaya posta koyuyorum!!!!

hergün bir yeni felaket
hergün bir dünya felaket
hey gidi dünya dünya dünya
sen eskiden böyle miydin?
ben nerden biliyorsam!!
belki de bin beter bok haldeydin

hangisi hangisiydi ya?

richie rich'in irona'sı

























                       jetgiller'in rosie'si



yıllarca yanlış bildim-mişim
ben küçüklüğümden beri hep
irona olmak istiyorum diye dolanırdım ortalıkta,ama
meğerse her şey yalanmış
benim irona sandığım resim meğer jetgiller'in hizmetçisi rosie imiş
resim rosie ,hareketlerin çoğu da onun-yani sanırım onun kafam çok karıştı çünkü-,
ve buncağzımın adı ironaydı kafamda
zaten irona da bizim -biz mi?- götmüzden fıydırdığımız bir ad'mış:
iron--->iron-a, hakim---> hakim-e gibi yani
pıfff, her şey ne kadar da saçma
ne yani ben şimdi büyüyünce rosie görünümlü irona adlı bir karaktere mi benziycem
yaaaa
yoksa ben de temizlik takıntılı bir hatun olup yakınlarımca
klorak tuğçe diye mi çağrılcağım
ooooooo-hhhh--- maaaayyyy gaaaaaaatttt
dayanamam dayanamam
tek istediğim
halının altına süpüdrüklerimi gizlemekti
yıkıldım şu an bu saatte
hangisi hangisiydi ben hangisi olcam büyüyünce yaaaaaa?


o değil de demin bir yerde okumasam uyanmazıdm: yıl kaç olursa olsun temizlikçi robot da olsa dişi!!!!



resimlerin adresleri:
http://18.media.tumblr.com/tumblr_ktgutez2rY1qzbvcio1_400.jpg
http://25.media.tumblr.com/tumblr_m82mycGFcw1qaxv4mo1_500.jpg

izmirli seyirci içindi

Bu bir şekilde atlanma olayı nasıl olmuş bana çok enteresan geldi
Sayfamda paylaşmak istedim.
Okuyan olursa diye şey ettim yani
;)

İzmirli Seyircilerimize Duyuru

Sevgili İzmirli Seyircilerimiz, Kenter Tiyatrosu olarak yıllardır hemen hemen kesintisiz olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlemekte olduğu İzmir Tiyatro Günleri'ne oyunlarımızla katılmaktayız. Geçen yıl 30'uncusu düzenlenen festivale “Ölümüne” adlı oyunumuzla katılmıştık ve oyunumuz sizlerden büyük ilgi görmüştü. Bu yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden 31. İzmir Tiyatro Günleri için herhangi bir bilgilendirme veya davet gelmeyince Şubat'ın son haftası kendileriyle bağlantıya geçtik. Zira geçen yıl Şubat ayı ortasında bize davet yapılmıştı. Kültür Müdürlüğü'nden “ihalenin kapandığı,” Kenter Tiyatrosu'nun da “bir şekilde atlanmış” olduğu cevabını almış bulunuyoruz. Bu konudaki takdiri İzmirli tiyatroseverlere bırakıyoruz. Kenter Tiyatrosu olarak İzmir seyircimizden gelen yoğun talep ve sorulara toplu halde ve kamuoyuna açık şekilde cevap verme ihtiyacı duyduk. Yeni oyunumuz Toplu Hikayeler'i kendi çabalarımızla İzmirli seyircimizle buluşturmak için çalışmalarımız devam etmektedir. Bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz, Kenter Tiyatrosu Yönetimi 11.03.2013 adres şu:http://www.kentertiyatrosu.org/icerik.asp?IcerikID=50&L=1

içinde altan erbulak geçen yazı

paraşüt şenliği ve doğa yürüyüşü festivali...
ören'de haftasonu...
askerden ilk kez telefon eden sevgili...
sürekli sivrisineğin ısırdığı bacağını gösteren ve
anneeee yılan solucan gördüm anneee yılan solucan
diyen mustafa....
geldi de geçti
o değil de dağhan külegeç altan erbulak'ın torunuymuş ya la
hergün yeni bir bilgi tabi




fotoğrafın asıl adresi: http://www.ilkyazi.com/wp-content/uploads/2013/02/daghan-kulegec_altan-erbulak.jpg

nasri hoca ve muhalif eşeği

izmir tiyatro festivalinde 3 oyun izledim
ilki nasri hoca ve muhalif eşeği idi
ferhan şensoy'u sahnede ilk kez tek başına izlememek farklıydı
onun dışında;
avukat hatunun ceketini iyi bir kostüm diye nitelemek çok zordu
eşeğin başı kıçı normaldi
hatta baş abimiz daha iyiydi o gün sahnede
tedaş bey ve diğerleri abi
baya yüksek oynadı
sahnede mikrofonların olmadığını ve arkamızdaki bebenin sürekli konuştuğunu
da dikkate alırsak tedaş abinin sesi en duyulan sesti
gitar çalan ferhan şensoy harikaydı
film kısmı çok uzun olan bir oyundu ki ferhan şensoy
oyunda da bu kısımlar nedeniyle maliyetin arttığını söyledi
ama bu da bana enteresan geldi
oyuncular
orta oyunculardan, yöneten müjgan fehan şensoy ki müjganını o gece öğrendim
nasıl o kadar maliyet yükseldi bilemedim yani
her neyse
oyundan kalanlar: kel hasan efendi, köpekler, peter brook, jean genet
http://tr.wikipedia.org/wiki/Jean_Genet
evet adının doğru yazımını wikiden öğrendim
beyoğlunu demirlerle kaplayan demirören... işte bunun için oyun ortası alkışına katıldım
harikaydı ve beklenmedik anda geldi

tedaş abi, stilist abi en sonda da savcı olacak abi- ki keşke olaydı birkaç dakikalığına oyun daha bir lezzetli olurdu gibi?neyse-
bu abiye ferhan şensoy'un ''pardon siz ibne misiniz? '' demesi halini sevmedim
annesi amerkialıymış o zaman orospu çocuğu diyebiliriz'e hiç girmiyorum

her ferhan şensoy oyunu çıkışında
hiçbir halt bilmediği ve olmadığı halde
kavuğu yakar bu ha kimseye yar etmez, kavuk acı çekiyor...
yorumları yapan birkaç snop çıkıyor
ki ağızlarına ağızlarına içiresim geliyor
neyse

enteresan bir oyundu ve çok da beğenmedim
ama sahnede bir kez daha ferhan şensoy'u izlemek harikaydı
ve gene bir oyun sonrasında daha  kalıp kitap imzalatmadım-k
bu da bizim snopluğumuz olsun

öyle işte
farklıydı ama çok da sarmadı

resim ve fotoğrafın farkı

resim nedir?

resim budur.

fotoğraf nedir?

fotoğraf budur.

ikisi

arasındaki farkı ben biliyorum,
ancak ben birçok yazımda hiç de dikkat etmeden bazı fotoğrafların altına
resim yazmışım
düzelteyim dedim
bugüne güncelleyecek yazılarımı, dayanamam buna
o nedenle kendimce tüm hataları telafi yazısı yazdım, bu şekilde
ve beni affedin bu hatalardan ötürü
Ve beni lütfen doğru okuyun
ikisinin arasındaki farkı elbette biliyorum
gaflet halinden sıyrıldım
şimdi size doğru ünlüyorum
ikisinin arasındaki farkı elbette biliyorum.
ve
resim fernando botero angulo ise
fotoğraf kesinkes ara güler'dir, belirteyim dedim.




resmin adresi: http://www.oceansbridge.com/paintings/artists/b/botero_fernando/big/botero_xx_la_loca_1996.jpg


fotoğrafın adresi:
http://www.itusozluk.com/image/ara-guler_239872.jpg

kafka

istiklalde kafka'da
3. katta
beklenen adam yan masaya gelip
masada bir zamandır yazılmaya çabalanan ödeve bir göz atıp
'' aaaa burayı çok uzun tutmuşsunuz, şimdi marksist teoriden ve karl marks'tan söz etmemizin tam sırası '' deyip
ezberlediği -ya da ezber olduğu imajını uyandıran- bir iki cümleyi masaya kustu !!!
hemen ardından yoldaş,arkadaş kelimelerini ihtiva eden birkaç cümle
daha ekledi önündeki kekre yığına
tavrı çok iticiydi,o saçma fularımsı atkısı da tabi...
arada masadaki yoldaş yarım ağız gülen, konuşan kıza yavşamaya çalışma atakları ise hususiyetle iticiydi
ki daha iticisi bir görüntü az bulunur.
gözlerimi alamadım masadan
hadi gözlerimi aldım kimi zaman, bu sefer de kulaklarımı tutamadım minik masamda
ki tam da bu anlardan birinde
beklenen tatlı su enteli sol görüşlü abimiz
'' bizim mezopatamya coğrafyamız  '' diye başlayan
bir cümle kurdu ve ben
artık dayanamayıp haykırarak
''bizim mezopotamya coğrafyamızdedi lan. hoohahhh bu nası kafa? '' dedim
ama napıyım ya
ben de insanım
o kadar farklı tipte insanı bir anda ve bir arada gördüğüm istiklalde beynimi
bu denli uyuşturan başka kimse olmamıştı, dayanamadım
bizim mezopotamya coğrafyamız ne lan, hayır o nası yoldaş ve bizim marksla aynı bünyede yoğruldu?
hohahaha

foto'nun asıl adresi: http://www.randomhouse.com/catalog/authphoto_330/14934_kafka_franz.jpg

çok seksi olduğu için

bu kadarına da pes
alt başlığı ile
şu haber vermiş internet sitesinde vatan gazetesi:

Hindistan'da yaşanan olay akıllara durgunluk verecek cinsten. İsmi açıklanmayan ve amcası tarafından alışveriş yaparken evlenmek için kaçırılan 18 yaşındaki kız, 'çok çekici ve seksi' olduğu gerekçesiyle köyün ileri gelenleri tarafından saçları kazındı. Kızın amcası tarafından kaçırıldığı yönündeki isyanına kulak asmayan köyün liderleri herkesin önünde saçlarını kazıdı. Kalabalıktan hakaretler ve küfürler işiten genç kızın amcası ise , bir aşağılanma cezası olarak, köy meydanında bir çift yerel ayakkabıyla dolaşmak zorunda bırakıldı. 
53 yaşındaki amcanın aynı zamanda kendi iki kızıyla da evli olduğu açıklandı.

Polis yaptığı açıklamada konuyla ilgili 16 kişinin soruşturulduğunu belirtti. 


ensest değil de nedir bu?
nasıl bir çirkinliktir?
20 dakikada bir kadının tecavüze uğradığı bir ülke var: hindistan

-okuyunca  sadece istatistik,tanık olunca,yaşayınca vahşetin her türlüsü-

bir de ben varım, dünyanın bir başka ülkesinde
rahat aldığım her nefes ciğerlerimi acıtıyor,bu kadınlar her hatırıma geldiğinde

haberin adresi: http://haber.gazetevatan.com/cok-seksi-oldugu-icin/527107/7/yasam